Os. Banknot, Temsili para; Fr. Billet
de banque, Al. Banknote, Note, Kassenschein; İng. Bank note,
Bank bill.
Bakınız Demir, Tanju (1998) “Cumhuriyet
Dönemi Paralarında Siyaset ve İdeoloji”, 75 yılda Para’nın
Serüveni, Tarih Vakfı Yayınları, s 11-28, İstanbul. Kimi yorumlarına
katılmasak da, Demokrat Parti’nin iktidara gelişine kadar
Cumhuriyet dönemi paralarının tarihine ilişkin önemli anıları
aktarması nedeniyle önemli bir çalışmadır.
Bakınız
Daşdemir, Latif (2002) Osmanlı Dönemi Türk Finans Sisteminde
Sorunlar ve Gelişmeler”, Türkler, Cilt 14, sayfa 393, Yeni
Türkiye Yayınları, İstanbul.
1995 yılında genel müdürlük olmuştur.
Baknz. http://www.tcmb.gov.tr
Bakınız Türkiye Cumhuriyeti Banknotları, Türkiye
Cumhuriyeti Merkez Bankası, Ankara: 2001.
Bol sıfırlı banknotlar konusunda bizden da kötü durumda olanlar da var. Örneğin 1993’te Yugoslavya’da 11 sıfırlı 500 milyarlık Dinara tedavüle sokulmuştur.
Bakınız http://www.bundesbank.de
Yazımız boyunca
göreceğimiz banknot resimleri orjinal büyüklükte değildirler,
küçültülmüşlerdir. Bu resimler ve onlara ait tüm detaylı bilgiler
T.C. Merkez Bankası’nın http://www.tcmb.gov.tr
adresinden ve edinilmiştir.
Parantez içinde
verdiğimiz tarihler, banknotların tedavüle çıktığı ve tedavülden
kalktığı tarihlerdir. Ancak grup içindeki paraların tedavüle
giriş ve çıkış tarihleri farklı olabilmektedir. Biz gruba
ait ilk ve son tarihleri alarak bir zaman dilimi oluşturmaya
çalıştık.
Aktaran Aydemir,
Ş. S. (1985) Tek Adam, 3. Cilt, sayfa 354, Remzi Yayınevi:İstanbul.
Bu gruptaki
tedavül tarihleri biraz karışık. Değişik tarihlerde değişik
banknotlar çıkartılmış. Bunların tedavülden kalkış tarihleri
de birbirinden farklıdır. Biz burada sadece bu gruptan ilk
banknotun tedavüle giriş tarihini ve en son tedavülden çıkış
tarihlerini belirttik.
4. emisyon
dönemini hem çok az para basıldığından (2 değişik renkte,
bir yıl arayla 2 seri 10 liralık banknot ve tek seri 100 liralık
banknot) hem de bunların farklı olmaması nedeniyle, üçüncü
emisyon grubuna ve onlara ilişkin değerlendirmelerimize dahil
ettik.
Bir hatırlatma
yapmamız gerekiyor. Dönemlere ilişkin değerlendirme yaparken
paranın tedavülde kaldığı yıllardan çok, tedavüle çıkartıldığı
yılı hesaba katıyoruz. Örneğin bu grupta 1946’da çıkartılan
500 TL. 1953’e yani İnönü döneminin bittiği, Demokrat Parti’nin
iktidarda olduğu döneme kadar geçerliliğini korur.
Bu özellikte
yani tamamen Atatürk’e ait görsel malzelerden oluşan üç banknot
daha basılacaktır: 1979’da 10 TL., 1991’de 100.000 TL. ve
1997’de 5.000.000 TL.
Sırayla 1987,
1989, 1989 ve 1992’de tedavülden karkar.
Sırayla 1994,
1995, 1997, 1999 ve 2001’de tedavülden karkar.
Küçük bir
ayrıntı: Merkez Bankası en çok kullanılan bina resmidir.
Banknottaki
Atatürk’e çiçek veren çocukların resmi (Banknot 32) yeni değildir.
Aynı emisyon grubunda daha önce yayınlanmış olan 10 TL.’nda
yer verilmiştir. Ama Atatürk’ün doğumunun 100 yılında yayımlanan
bu parada daha uygun olacağı düşünülmüş olacak ki yeniden
kullanılmış.
" (...), hiç kaybolmamış Oğuz hatıralarının ideolojik yeniden-üretimlerini, ve ikincil bir sivriltmeye uğratılmış eski Oğuz soylularının
(...) devlet mekanizmasından dışlanması sürecinin ön hazırlığında, Osmanlı kendi Kayı'lığını vurgulayacak, para ve silahlara Oğuz damgası vuracaktır."
Ümit Hassan 1
Bu çalışma, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin
1927 yılında çıkardığı ilk banknottan (Bir Türk Lirası), 2001 yılında
çıkardığı son banknota (Yirmi Milyon Türk Lirası) kadar tüm banknotlarda
kullandığı görsel malzemeleri ve tasarımları, tür, renk, içerik
açısından karşılaşatırmalı olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Kullanılan
görsel malzemelerin seçimiyle, dönemin iktidarları, onların politikaları
ve ideolojileriyle bir paralellik olup olmadığı; hem tasarım açısından
hem de bu tasarımda kullanılan görsel malzemeler açısından bir geleneğin
oluşup oluşmadığı, cevap bulmaya çalıştığımız temel sorular olmuştur.
Bir para türü olarak banknotun2 , modern dünyamızda ekonomik
anlamda bir değişim ve kıymet ölçüsü olarak yaygın kullanımının
ve dolaşımının yanısıra, hukuki anlamda resmi bir belge olması ve
meşru bir siyasi iktidar tarafından çıkarılabilmesi nedeniyle o
iktidarı halk nezlinde temsil ettiği söylenebilir. Bu temsiliyetin
sadece ülke içi olmadığı, uluslararası bir buyutunun da bulunduğunu
hemen ekleyelim. Aslında devletin bu temsiliyet dolayısıyla halkla
(tek yönlü) bir iletişim kurma kanalına, başka bir değişle bir propoganda
kanalına sahip olduğu da düşünülebilir. Bu çalışma tam da bu anlayışla,
devletin tedavüle çıkardığı banknotlar aracılığıyla, daha doğrusu
bu banknotlarda tercih ettiği görsel malzemelerle ve tasarımla,
bellirli bir düşünceyi, ideolojiyi ya da mesajı halka ilettebileceği
önkabülünden hareket etmiştir. Türkiye'de ekonomik enflasyona paralel
bir banknot enflasyonu olduğu, 1927'den 2001'e tedavüle çıkarılan
banknotlarda rakamlarla birlikte, bazı tasarım unsurları hariç kullanılan
görsel malzemenin ve tasarımın da durmadan değiştiği, pek çok ülkeden
farklı olarak (bütünsel bir tarz oluşturma anlamında) bir banknot
geleneği yaratılamadığı hatırlanırsa, bu "iletişim kanalı", ülkemizde,
görsel kültür açısından incelemeye değer bir mesele olarak durmaktadır.
Üstelik iktidarın yeni sahibi AKP, 1 Ocak 2005'ten itibaren banknotlardaki
6 sıfırı atıp Yeni Türk Lirası'na geçme kararı aldı. 1.000.000 TL.
1 YTL.'ye eşitlenecek; en küçük para birimi 1 Yeni Kuruş, en büyük
para ise 100 Yeni Türk Lirası olacak. Birinci aşamada şu an kullanılan
TL.'ler ile YTL 2005 yılının sonuna kadar beraber kullanılacak,
2006 yılından itibaren ise tamamen yeni paraya geçilecek. Fakat
yasa aynı zamanda YTL.'den TL'ye yeniden geri dönme yetkisi de tanıyor.
Yani ikinci aşamada 2006 yılından sonraki bir tarihte, 'Türk Lirası'
ibaresinin yanına konulan 'Yeni' ibaresi kaldırılacak ve TL. Yeniden
kulanılmaya başlanacak. Her ne kadar ilk aşamada banknotların tasarım
olarak değişmeyeceği söylense de, bu karar, uzun vadede paralarımızda
görsel olarak da bir değişim yaşanabileceği anlamına geliyor. AKP'nin
önündeki tarihi fırsatı kaçırmayacağı ve ne yazık ki paralara kendi
'damgasını' vuracağı söylenebilir. Siyasal İslamı temsil eden bir
iktidarın banknotları şekillendirecek olmasından geçmiş deneyimler
nedeniyle açıkcası tedirginlik duymaktayız. Bu dönemecin hemen öncesinde,
Türk Lirası banknotlarının görselliği üzerine yürütülecek bir tartışma
daha da gerekli hale geliyor.
Banknotların Görselliğine Genel Bir Bakış
Paranın üzerine yerleştirilen görsel malzemelerle bir tür "siyasi
propaganda" aracı olarak kullanımı tarihsel bir olgudur. Üzerinde
imparatorların portreleri, Roma kartalı, savaş gemisi, vb. olan
Roma İmparatorluğu'nun iktidarının sembolü demir paralardan, İngiliz
kraliyet simgeleriyle dolu, sömürgelerde basılmış Büyük Britanya
paralarına ve her yeni padişah ile değişen Osmanlı İmparatorluğu'ndaki
sikkelere, paranın serüveni pek de farklı değildir. Her yeni imparator,
kral, hükümdar, padişah, devlet başkanı, hükümet, kendisini (iktidarını)
hatırlatan ve simgeleyen parayı başmıştır.
50
'guruşluk' Osmanlı Kaimesi
Cumhuriyet dönemi banknotlarına geçmeden önce, Osmanlı dönemi paralarına
kısa da olsa yakından bakmak yerinde olacaktır. Tanju Demir, Anadolu
Selçukluları ve Anadolu beylikleri döneminde, az sayıda örneğine
rağmen Türk hükümdarlarının paralarda simgesel resimlerinin çok
uzun süre kullanılmadığını ve geleneksel İslami sikke biçimine dönüldüğünü
belirtir.3
Şüphesiz bu duruma resmi İslam anlayışında resmin yasak olması yol
açmıştır. Cumhuriyetin ilk Türk Lirası banknotlarına kadar paralarda
resim görmek mümkün olmayacaktır. Geleneksel İslami biçim, Demir'in
belirttiği gibi, hükümdarın tanıtıldığı bir ön yüz yazısından ve
genellikle kelim-i şahadetin yer aldığı arka yüzden oluşmaktadır.
Osmanlı paralarında "portrenin yerini 'tuğra-yi garra' adı verilen,
padişahın ve babasının isminin 'el muzaffer daima' ibaresiyle harmanlanmış
hali olam grift yazı kümesi" tutmuştur. Demir, Osmanlı Devleti'nde
paranın propaganda amacıyla kullanımına rastlanmadığını ileri sürer.
Bu yorumuna katılmak mümkün değil. Arka yüzü sabit kalan paraların
ön yüzündeki saltanatı simgeleyen "tuğra-yi garra"nın tahta çıkan
her padişahla birlikte değişmesi ve eskilerin geçersiz olması (yani
'tecdid-i sikke' 4)
propoganda değil de nedir ki?
5 Liralık Osmanlı kaimesi
Kırım Savaşıyla birlikte kullanımı yaygınlaşan Osmanlı banknotu
kaimenin ön yüzünde yine tuğra yeralmakta, üzerindeki yazılarda
da kağıt paranın çıkarılılış amacı anlatılmakta, bu nedenle birer
bonoya benzemektedirler.
Bu noktada önemle vurgulanması gereken nokta, Cumhuriyet'e değin
çıkarılan kağıt paralarda bilgi vermeye yönelik tipografik elemanlar
ve süsleme amaçlı desen ve motifler hariç, bu gün kullanılan portre,
manzara, resim, vb. gibi görsel malzemeye yer verilmediğidir.
Türk Lirası Bankonotlarına Genel Bir Bakış
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk banknotu 1927 yılında Osmanlı Bankası
tarafından tedavüle çıkarılmıştır. 1930'da T.C. Merkez Bankası'nın
kuruluşundan sonra banknot çıkarma yetkisi bu bankaya devredilmiştir.
Merkez Bankası özerk bir yapıya sahip değildir, hiyerarşik olarak
hükümete bağlı bir bankadır. Dolayısıyla hazırladığı bir banknotu
ancak başbakanlıktan onay aldıktan sonra tedavüle sokabilmektedir.
Bu onay mekanizması banknotları tasarım açısından iktidarın yönlendirmelerine
açık tutmaktadır. Banknotların fiili olarak basımından ise, Merkez
bankası bünyesindeki Banknot Matbaası5 Genel Müdürlüğü
sorumludur. Ancak bu müdürlüğün 1957 yılından sonra banknot basımına
başladığını, o tarihe kadar ise banknotların yurtdışında, önceleri
İngiltere'de (1920'li ve 30'lu yıllar), sonraları Almanya ve Amerika'da
(1940'lı yıllar) bastırıldığını görmekteyiz.6
1927'den günümüze 75 yılda 59 değişik banknot tedavüle çıkartılmıştır.
Aynı banknotun değişik renklerini de hesaba katarsak bu sayı 73'e
ulaşmaktadır. Her yıl bir yeni banknotu tedavüle sokmak demektir
bu. 1927-1981 arası aynı değerde banknotlar çıkartılır, rakamlar
değişmez: 1, 2,5, 5, 10, 50, 100, 500, 1.000 TL. Ancak 1981 yılından
itibaren ülkedeki ekonomik enflasyona paralel olarak banknotlar
üzerindeki rakamlar değişmeye, sıfırlar başdöndürücü bir hızla artmaya
başlar: 5000 (1981), 10.000 (1982), 20.000 (1988), 50.000 (1989),
100.000 (1991), 250.000 (1992), 500.000 (1993), 1.000.000 (1995),
5.000.000 (1997), 10.000.000 (1999) ve son olarak 20.000.000 (2001)7.
Bol sıfırlı yeni banknorlar tedavüle sokulurken eskileri de yavaş
yavaş tarihe karışır.
Bütün bu benzer ya da değişik değeredeki banknotlar yedi emisyon
dönemi boyunca belirli sayıdaki seriler halinde tedavüle sokulmuş,
genellikle her yeniden basımda veya her yeni değerde, görsellik
ve tasarım da değişmiştir. Hemen belirtelim ki, kullanılan görsel
malzemelere bakıldığında, bunların seçiminde belirli bir politikanın
olduğunu iddia etmek, yani ilk emisyon grubundan günümüze dek sürdürülen
tutarlı bir tercihler silsilesinden bahsetmek mümkün görünmüyor.
Türkiye'deki genel siyasal ve ekonomik istikrarsızlığa benzer bir
istikrarsızlıktan bahsedilebilir. Emisyon dönemleri arasında bir
kanbağı ve akrabalık yakalamak imkansız gibi. Dünya da ise farklı
uygulamalara rastlamak mümkün. Örneğin Almanya'da, ikinci Dünya
Savaşı'ndan sonra basılan banknotlar günümüzde yerini Euro'ya bırakana
dek sadece bir defa değişmiş, ancak bu değişim bile bir kopuş şeklinde
olmamış, yeni ve eski banknotlar arasında tasarım ve görsellik açısından
kanbağı sürmüştür. Ayrıca kullanılan görsel malzemeye baktığımızda
çok açık ve süreklilik arzeden bir gelenekle ve politikayla karşılaşıyoruz.
Tüm banknotlarda görsel malzeme olarak, Dünya bilim ve kültür hayatına
katkıda bunulduğu düşünülen Alman yazar, bilim adamı, mimar, müzisyen,
doktor vb. kullanılmıştır.8 Örneğin (1000 M'de) Grimm
masallarının yazarları Wilhem (1786- 1859) ve Jacob Grimm (1785-
1863), (500 DM'de) doğabilimci Maria Sibylla (1647- 1717), (100
DM'de) compositör Clara Schumann (1819- 1896). Hepsinin tarihi kişilikler
olduğunu, politik boyutun değil kültürel boyutun ön planda olduğunu
teslim etmeliyiz. Bunu özellikle bizim banknotlara gönderme yaparak
söylüyoruz. İlerde göreceğim üzere, 80'li yıllarda çıkarılan bir
dizi banknottta kullanılan tarihi kişilerin seçiminde, yukarıda
örneklemeye çalıştığımız zihniyetten farklı olarak, ideolojik bir
kuşatmayla karşı karşıya kalacağız.
Görsel malzeme olarak Atatürk banknotlarımızda önemli bir yer tutar.
Banknotların ön yüzünde kısa bir dönem kullanılan İnönü resimleri
hariç daima Atatürk resimleri kullanılmıştır. Banknotlarımızın (ideolojik)
demirbaşı olarak Atatürk resimleri çoğunlukla sağa yada ortanın
sağına yerleştirilmiştir. Yanlızca 10 milyonluk banknotta Atatük'ü
solda görüyoruz. Yine heykelleri dışında hep sivil giyimli Atatürk
tercih edilmiştir. 6. emisyon dönemine kadar hep ciddi ve sert bakışlı
Atatürk resimleri kullanılılır. Bu emisyon grubunun 3 banknotu olan
5, 10 ve 20 TL.'lerde ilk defa gülümseyen reimleriyle karşılaşırız.
Ayrıca Atatürk resimlerinin özellikle 1990 sonrasında büyümeye başladığını
belirtmemiz gerekir.
Banknotların üzerinde en çok Ankara (% 48) ve İstanbul (%22) kentleri
görülür. Karşımıza çıkan diğer kentler Edirne, Konya, İzmir, Antalya,
Çanakkale, Akyon, Ağrı, Sivas, Sakarya ve Urfa'dır.
Yeşil (%27.4) ve kahverengi (%23,8) rengin yaygın kullanımı göze
çarpmaktadır. En çok kullanılan diğer renkler kırmızı, mor, mavi
ve menekşe rengidir. Ayrıca eflatun, gri, sarı, kremit rengi, portakal,
bej, pembe renklerine de rastlamak mümkün.
Resimlerin türüne gelince, cansız varlıklar (%75) canlı varlıklardan
(%25) daha fazla kullanılmıştır. Yani insan ya da hayvan yerine
binalar, ve bizim yapı olarak nitelendirdiğimiz anıtlar, kaleler,
hisarlar, barajlar ve köprüler tercih edilmiştir. Cansız varlıkların
kullanımını kendi aralarında sınıflandırırsak, %34 ile yapılar ilk
sıradadır; onu %24 ile manzara ve % 17 ile bina resimleri izlemektedir.
En çok kullanılan bina ve yapılar Merkez Bankası, TBMM ve Ankara
Kalesi'dir. Boğaz manzarası da sık kullanılır. Resimlerde görülen
canlıların çoğu insandır (%74), diğerleri ise (iki defa olmak üzere)
kurt, keçi ve (bir defa olmak üzere) güvercindir.
Bundan sonraki bölümlerde banknotlar çıkarıldıkarı emisyon gruplarına
göre değerlendirilecektir. Bu değerlendirme yapılırken bir yandan
her grubun kendi özellikleri incelenmeye hem de diğer gruplarla
karşılaştırılmaya çalışılacaktır.
(Banknot 1)9
Atatürk Dönemi Banknotları: Birinci Emisyon Grubu (1927- 193910)
Bu emisyon grubu genç Türkiye Cumhuriyet'in ilk banknotlarını oluşturur.
Banknotlardaki görsel malzeme tercihinin dönemin iktidarı ve onun
politik ve ideolojik tercihleriyle birebir ilintili olduğunu belirtmeliyiz.
1, 5, 10, 50, 100, 500 ve 1000 TL. olmak üzere 7 adet farklı banknot
tedavüle çıkartılmıştır. Serinin ilk 3 banknotunda, gizli olanın
dışında Atatürk resmi kullanılmamıştır. Belirtmek gerekir ki, günümüze
dek bu üç banknot dışında üzerine Atatürk resmi olmayan başka hiç
bir banknot basılmaz. 500 ve 1000 TL.'de ise bir yüzünde ve sağ
tarafta sivil bir Atatürk resmi görülür. Bu resim hepsinde aynıdır.
Ayrıca paraların arka ve ön yüzlerinde aynı renkler kullanılmıştır.
Cumhuriyetin ilanının üzerinden henüz dört yıl geçmiştir. Henüz
harf devrimi yapılmadığından, banknotlarda Latin harfleriyle birlikte
Arap harfleri de kullanılmıştır.
1927 yılında çıkarılan 1 liralık banknotun arka yüzünde Büyük Millet
Meclisi'nin ilk binası ve onun önüde karasabanla çift süren bir
köylü görünür. (Banknot 1) Bu görsel düzenleme Atatürk'ün "Köylü
milletin efendisidir" sözüyle uyum içindedir. "Türkiye'nin hakiki
sahibi, hakiki müstahsil olan köylüdür. O halde herkesten daha çok
refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan, köylüdür. TBMM
hükümetinin iktisadi siyaseti, bu asli gayeyi istihsal etmeye matuftur."11
Ön yüzünde de eski başbakanlık binası vardır. Genç Türkiye Cumhuriyeti
meşruluğunu sağlama çabasındadır. Hem kendisini hatırlatır hem de
köylünün (halkın) yanında, köylüden yana olduğunu vurgulama çabası
içinde gibidir.
(Banknot
2)
(Banknot
3)
Dönemin Türklük tezleri de 5 ve 10 liralık banknotlara yansımış
gibidir. 5 liralık banknotta ön yüzün ortasında ve 10 liralık banknotta
yine ön yüzün sağ tarafında (sonradan Atatürk'ün, kısa bir süre
de İnönü'nün yerleşeceği yerde) Kuvvayi Milliye ordusunun şapkasında
kullanılana benzer ay yıdızın çerçevelediği, arka fonunda Ankara
Kalesi'nin görüldüğü, koşan bir kurt resmi çıkıyor karşımıza. Yoğun
ve başarılı sembol kullanımı dikkat çekicidir. (Banknot 2) Banknotlarda
Atatürk resmi görülmese bile onu temsilen bozkurtun kullanıldığı
düşünülebilir. Türk efsanelerindeki Türk ulusunu yok olmaktan kurtaran,
ona yol gösteren kurtla Atatürk özdeşleştirilmekte ve fakat TBMM'ne
de vurgu yapılmaktadır.
Yine bu üç banknotta, diğerlerinden farklı olarak, yukarıda bahsedilen
görsel malzemenin yanında yanlızca Ankara'dan görüntülere yer verilmiştir:
Başbakanlık binası, ilk TBMM binası, Ankara Kalesi ve Ankara'da
bir köprü. Ankara Kurtuluş Savaşı sırasında önemli bir merkezdi.
Yeni cumhuriyetin ise yeni başkenti olmuştur. Ankara resimlerinin
bu yoğun kullanımı bu kentin yeni Başkent oluşuna ya da başkent
olarak seçimine bir gönderme olarak okunabilir. Hatırlanacağı gibi,
o dönemde başkent olarak Ankara'nın tercih edilmesi kimi kesimlerce
eleştirilmiş, İstanbul'un daha uygun olduğu görüşleri dile getirilmişti.
Banknotlardaki Ankara tercihi ile hem bu kentin başkent olarak seçimine
vurgu yapıldığı hem de bahsedilen eleştirlere bir yanıt verildiği
söylenebilir. Serinin diğer paralarındaki görüntülere bakıldığında
bu tercih daha da anlamlı hale gelir: 50 liralık banknotta Afyon'dan
bir görüntü ve 500 liralık banknotta Sivas'tan bir görüntü. Her
iki kentin de Kuruluş Savaşı sürecinin önemli kentleri olduğunu
hatırlatmaya sanırız gerek yoktur.
(Banknot
4)
Bu emisyon grubunun en büyük parası olan 1000 liralık banknotta
demiryolu görüntüsüne yer verilir. (Banknot 4) Atatürk döneminde
büyük bir demiryolu hamlesi gerçekleşir. Yanlızca 1923-1930 yılları
arasında, hiç bir dış yardım alınmadan toplam 2300 km. demiryolu
inşa edilir. 1938'e geldiğimizde bu rakam 3578 km.'ye ulaşır. Bu
tarihten günümüze dek yanlızca 80 km. demiryolu yapıldığı hatırlatılırsa
bu demiryolu hamlesinin büyüklüğü daha da iyi anlaşılır. Demiryolu
resminin bu grubun en değerli parasında kullanılması bu açıdan manidardır.
Son olarak günümüze kadar devam edecek olan bir tasarım özelliği,
belki de tek ortak özellik şimdiden yerleşmiş gibidir: İslami ve
Osmanlı motifler ve süslemeler ağırlıktadır; o mimari anlayışı yansıtan
sütun, sütun başları vb. çeşitli öğeler kulanılmıştır. Ayrıca Atatürk'ün
banknotların ön yüzünün sağ köşesine yerleştirilmesi de günümüze
dek devam edecektir.
Geçiş Dönemi Banknotları: İkinci Emisyon Grubu (1937- 195212)
50 Kuruş, 1, 2,5 (iki buçuk), 5, 10, 50, 100, 500 ve 1000 TL. olmak
üzere 11 adet farklı banknot tedavüle çıkartılmıştır.
Merkez bankasının çıkardığı ilk banknotlar olan ikinci emisyon grubu
bellirli bir çizgisi ve tarzı olmayan bir banknot grubunu oluşturuyor.
İlk emisyon grubuna ait kağıt paralar 1939'a kadar tedavülde kaldığından
dolayı, bu dönem en fazla sayıda değişik paranın aynı anda tedavülde
olduğu dönemlerden biridir denilebilir. Harf devrimi yapıldığından
paralardaki Arap harfleri kalkar ve tamamen Latin harfler kullanılmaya
başlanır. Sivil Atatürk resminin paranın ön sağ tarafında kullanımına
devam edilir. Ancak ilk defa Atatürk dışında bir kişinin yani İnönü'nün
resmine yer verilir. Aynı paranın hem Atatürk resimlisi hem de İnönü
resimlisi (500 ve 1000 TL.) tedavüldedir. Bu ikili kullanım Atatürk
döneminden İnönü dönemine geçisi simgeler gibidir. (Banknot 5 ve
6)
(Banknot 5)
(Banknot 6)
1944 yılında tedavüle çıkan İnönü resmli 50 kuruş ilk ve tek 50
kuruşluk kağıt paradır. Aslında bu parayı üçüncü emisyon grubunda
değerlendirmek gerekir. Çünkü bu paradaki tasarım üçüncü gruptaki
bir seri kağıt parada kullanılacaktır.
(Banknot 7)
(Banknot 8)
Paraların arka ve ön yüzünde aynı renklerin yanısıra farklı renkler
de kullanılmaya başlanmıştır. Örneğin 5 liralık kağıt paranın ön
yüzü mavi iken arka yüzü yeşildir. (Banknot 7 ve 8) Resimlerde Ankara
kenti yine ağırlıktadır. Onun dışında İstanbul ve Çanakkale'ye yer
verilmiştir.
(Banknot 9)
(Banknot 10)
Kullanılan görsel malzemeye baktığımızda, ilk grupta karşımıza çıkan
dönemle ilişkili olma, onu yansıtma özelliğinden ikinci emisyon
grubunun tüm paraları için söz etmek mümkün görünmüyor : Merkez
Bankası, Boğaz manzarası, Ulus Atatürk Anıtı, Ankara Kalesi, Ankara
keçisi, Çanakkale Boğazı, Rumeli Hisarı ve Ankara'daki Güven Park'tan
iki değişik görüntü. Ankara'ya ilişkin resimler yine ağırlıktadır.
Merkez Bankası resminin kullanımını bankanın yeni kurulmuş olmasına
bağlanabilir. Ulus Atatürk Anıtı'nın kullanımı da Atatürk'ün ölümüyle
ilişkilendirilebilir. Banknotların ön yüzünde İnönü resimlerinin
kullanılmaya başlamasını da geçiş döneminin bir yansıması olarak
değerelendirilebilir. Ancak diğer görsel malzemeye ilişkin anlamlı
bir okuma yapmak zor görünüyor. Örneğin neden Güven Park resmi iki
defa kullanılıyor? Ankara Kalesi neden yeniden gündeme geliyor?
Rumeli Hisarı, Boğaz manzarası, Ankara keçisi vs. neden kullanılıyor?
Bu tercihlerin bir anlamı var mı?
(Banknot 11)
(Banknot 12)
Bizce bu görsel malzeme seçimi, olsa olsa, banknot üzerinde kullanılan
resimler konusunda bir sıkıntı yaşandığını gösterir. Görsel kültürümüzün
'az gelişmişliğinin' bir göstergesi olarak okunabilir. İşte bu noktada,
çalışmamız boyunca gündeme gelecek olan yaklaşımızdan birisi ortaya
çıkıyor: Türk kağıt paralarında genel olarak başarılı ve yaratıcı
bir görsel malzeme kullanımından bahsetmek mümkün görünmüyor. Bu
da görsel kültürümüzün fakirliğinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Milli Şef'in Banknotları: Üçüncü Emisyon Grubu (1942-1953) ve
Dördüncü Emisyon Grubu (1947-1952)13
2,5 (iki buçuk), 10, 50, 100, 500 ve 1000 TL. olmak üzere 7 adet
farklı renkte banknot tedavüle çıkartılmıştır. İlk defa bir kağıt
paranın (50 TL.'nin) değişik renkte versiyonu basılmıştır. Paraların
tamamına bakıldığında belirli bir rengin egemenliği söz konusu değildir.
Neresi olduğu belli olmaya resimlerin dışında sadece Ankara (üçüncü
emisyon grubunda) ve İstanbul (dördüncü emisyon grubunda) kenti
gündeme gelmiştir.
Üçüncü ve dördüncü emisyon dönemi İnönü'nün "Milli Şef" olarak iktidarda
olduğu, tek parti döneminin devam ettiği, 2. Dünya Savaşı'nın yaşandığı
sıkıntılı yıllara ve sonrasına denk gelir.14
Bu grubun en önemli özelliklerinden birisi, paraların ön yüzünde
sadece sivil İnönü resmine yer verilmesi, ve Atatürk resminin kullanılmamasıdır.
Ama hemen belirtelim ki, Atatürk resimli paraların hiç tedavülde
olmadığı bir dönem olmamıştır. İnönü'nün "Milli Şef" olduğu bu dönemde,
Atatük resimli paralar basılmayıp sadece İnönü resmi banknotlarda
kullanılmış olsa bile, eski emisyon döneminden kalma Atatürk resimli
paralar hâlâ tedavüldedir. İnünü resimli kağıt parala ise, 1953'te,
Demokrat Parti döneminde, bu emisyon grubundaki paraların tedavülden
kalkmasından sonra tarihe karışacaktır.
(Banknot 13)
(Banknot 14)
Üçüncü emisyon grubunu diğer gruplardan ayıran asıl farklılık, arka
yüzde kullanılan sıradan insan resimleridir. (Banknot 13-15) Paraların
çoğunun arka yüzünde bu resimlere yer verilir: yöresel kıyafetler
içinde köylü kızları, bir elinde üzüm sarkımı olan Türk kızı, izci
gençler, Ankara Meslek Yüksek Okulu'nun atölyesinde çalışan öğrenciler.
Üstelik bu insanların genç ve modern görünümlü (başı açık Türk güzeli,
izci genç erkekler) olduklarını hemen ekleyelim.
(Banknot 15)
(Banknot 16)
Banknot tarihizin hiç bir döneminde, sıradan insanlar kağıt paralar
üzerinde bu yoğunlukta karşımıza çıkmaz. İlk bakışta bu görsel tercih,
İnönü'nün kendisini halka yakınlaştırma yönelik çabalarının bir
parçası olarak görünmekte. Ancak Cumhuriyetin ilk yıllarında kağıt
paralar halkın kullanımına pek sunulmamış, devletin dış borçları
ile bankalara verdiği yükümlülüklerin karşılanması için kullanılmıştı.
Halk 1939'dan sonra 1 ve 2.5 liralık banknotları kullanmaya başlamıştı.
Sokaktaki vatandaşın 100 liralık banknotla tanışması için 1960'ları
beklemesi gerekecekti.15 Bu hem alım gücüyle ilgili hem
de paramızın değerli oluşuyla. İnönü dönemi paraları da devletin
borçlarını ödeme amaçlı kullanılmıştır. Dolayısıyla buradaki temsiliyetin
uluslararası boyutunun ağır bastığını söylemek gerek. Yani dış dünyadaki
doğulu Osmanlı imajına karşı, modern görünümlü ve genç insan görüntüsüyle
Türkiye'nin temsil edilmeye çalışıldığı söylenebilir. Ancak başka
bir noktanında hesaba katılması gerekmektedir. Çok partili siyasi
yaşama geçişte, 1946'da yapılan ilk serbest seçimleri İnönü'nün
liderliğindeki CHP çok zor bir şekilde, kılpayı kazanmıştı. Yeni
kurulan Demoktat Parti ise önemli bir güç elde etmişti. Bu süreçte
banknotlara sıradan insanların konması CHP'nin bir sonraki seçimlere
yönelik bir yatırımı olarak da yorumlanabilir.
2,5 ve 50 liralık kağıt parada insan yerine Ankara Halkevi ve yine
Ankara keçisi vardır. Burada küçük bir ayrıntı verelim. Ankara keçili
paranın sonuncusudur bu kağıt para. Şimdiye dek kurt ve keçi olmak
üzere iki hayvana yer verilmişti. 2001'de çıkartılan 20 milyonluk
bankonotaki zeytin dalı taşıyan güvercine kadar karşımıza bir daha
hayvan resmi çıkmaz.
Uzun ömürlü Banknotlar Dönemi: Beşinci Emisyon Grubu (1951-1979)
Demokrat Parti iktidardadır. Bunun banknotlara yansıması çok açık
olur. Ön yüzdeki İnönü resimleri banknotlardan kaldırılır ve yerine
Atatürk resimleri kulanmaya devam edilir. Ayrıca arka yüzünde Sultan
Ahmet Camii bulunan 500 TL. (Banknot 17) da Demokrat Parti'nin iktidarı
devralmasını simgeler.
(Banknot 17)
Ama bu değişim dışında görsel malzemenin seçimiyle dönem arasında
bir ilişki kurma zordur. Oysa oldukça haraketki ve yoğun bir süreçtir:
çok partili yaşama geçiş, Demokrat Parti'nin iktidara gelişi, 27
Mayıs askeri darbesiyle demokrasiye ara verilmesi, yeni bir anayasa,
68 hareketi, öğrenci olayları, 1972 askeri muhtırası, siyasi istikrarın
bozulması, kurulamayan hükümetler, ekonomik krizler, sağ ve sol
gruplar arasında artan silahlı çatışma, 79 yılında gelinen tam bir
kaos ortamı.
En uzun ömürlü ve en çok serisi basılan banknotlar bu emisyon grubundaki
paralardır.16 Örneğin en çok serisi basılan 50 TL. (Bnaknot
18 ve 19) aynı zamanda en uzun süre tedavülde kalan banknottur (28
yıl).17 50 TL.'nın bir özelliği de, ilk defa bir asker
figürü bu kadar yoğun ve ön planda görsel malzeme olarak kullanılmıştır.
Bir tarz oluşturmasa da renk kullanımı açısından en renkli emisyon
grubundan birisidir. Yine yoğun olarak Ankara kentinden görsel malzemeler
vardır.
(Banknot 18)
(Banknot 19)
Üç rengin egemenliği göze çarpar: kahverengi (%24.5), yeşil (%22,3)
ve kırmızı (%17,8). Kullanılan diğer renkler: mor, mavi, portakal
rengi, gri ve menekşe. Paraların arka ve ön yüzünde aynı renklerin
yanısıra farklı renkler de kullanılmıştır. Bir tarz oluşturmasa
da renk kullanımı açısından en renkli emisyon grubundan birisidir.
Yine yoğun olarak Ankara kentinden görsel malzemeler vardır. Onun
dışında Edirne ve İstanbul karşımıza çıkar. Atatürk resimleri de
pek değişime uğramaz. Sadece iki farklı resim görülmektedir. (Banknot
20-21)
(Banknot 20) (Banknot
21)
Renk kullanımında karşımıza çıkan 'zenginlik', görsel malzeme kullanımında
yerini kıtlığa bırakmıştır: (yeniden) Merkez Bankası, fındık sepeti
taşıyan kızlar, Merih Köprüsü, Ankara Ulus'taki Zafer Anıtı'nda
yeralan asker figürü, Ankara Gençlik Parkı, (yeniden) Rumeli sırtından
Boğaz manzarası. Bu Merkez Bankası merakı nedendir bilinmez. Köprülerin
önemi nedir anlaşılmaz. Bina veya yapı merakımız da iyice yerleşmiş
gibi görünüyor. İkinci emisyon grubunda gündeme gelen sorunlar burada
da karşımıza çıkıyor. Başka bir açıdan baktığımızda, aslında meselenin
kendimizi görsel olarak ifade edemeyişimizde olduğu iddia edilebilir.
Durgunluk Dönemi: Altıncı Emisyon Grubu (1968-1987)
Beşinci emisyon grubunda bahsedilen tarihsel koşullar bu grup için
de geçerlidir. Görsellik açısından bir önceki dönemlerle benzerlikler
taşımaktadır. Renk kullanımında kahverengi ve yeşilin ağırlığı sürmektedir.
Öte yandan Ankara'nın egemenliği sona ermiştir. Artık İstanbul'dan
görsel malzemeler daha yoğun kullanılmaktadır. (Banknot 22-23) Ülkenin
çekim merkezine dönüşen, yoğun bir şekilde göç alan, "taşı toprağı
altın" olan İstanbul'un parada da Ankara'nın önüne geçmesi heralde
normal kabul edilmeli. Zaten paranın kendisi de daha çok İstanbul'da
dolaşımdadır.
(Banknot 22)(Banknot
23)
Öte yandan bu emisyon grubunun ilk 3 banknotu (5, 10 ve 20 TL.),
kullanılan görsel malzeme dışında, tasarım açısından en başarılı
banknotlar olarak görülebilir. (Banknot 24-25 ve 26) Oldukça sade
bir düzenleme, motiflerin ve desenlerin az kullanımı, boş alanların
çokluğu, süssüz rakam ve yazılar, diğerlerinden farklı bir çizgideki
tasarım unsurları olarak göze çarpıyor. Hatta belirli bir tarz oluşturan
nadir bir seridir denebilir. Rakamların türü, yeri ve büyüklüğu
çok küçük farklılıkların dışında aynıdır. Renklerin sıcaklığı (tonu)
aynıdır. Görsel malzemenin yerleştirimi bir tarz oluşturacak denli
tutarlıdır. Örneğin resimleri sol kenarlarının bir motifle kesilmesi,
resimlerde ağırlık merkezinin sol kenarda olması, vb.
(Banknot 24)
(Banknot 25)
(Banknot 26)
Herşeyin aynı olduğunu söylemek yanlış olur. Ortak özelliklerin
yanısıra her bir para üzerinde elbette bir takım farklılık vardır.
Bunlar da onun özgünlüğüne katkıda bulunmaktadır. Örneğin 5 TL.'nın
arka yüzünde 5 rakamı üsteki şeritin hemen altındayken, 20 TL.'de
20 rakamı üst kenardaki şeridin içindedir. Ancak tüm banknotların
ön yüzdeki rakam aynı yerdedir.
Ancak bu emisyon grubunda da görsel tercih binalardan, manzaralardan
ve yapılardan yana: Mnavgat Şelalesi, İstanbul Kız Kulesi, Anıtkabir,
Topkapı'daki mermer fıskiye, Ağrı Dağı, İstanbul Üniversitesi Ana
Girişi, (yine) Rumeli Hisarı'ndan Boğaz manzarası (ama artık Boğaz
Köprüsü tüm heybetiyle resimdeki yerini almıştır).
Bu arada tamamen
Atatürk'e ait görsel malzelerden oluşan ilk banknot tedavüldedir
(Banknot 26) 1966'da basılan bu banknotun arka yüzünde Anıtkabir
yeralmaktadır.18
Değişim Dönemi: Yedinci Emisyon Grubu (1979- )
Hemen belirtelim ki banknot üzerinde en fazla değişimin gerçekleştiği,
dolayısıyla en çok sayıda farklı ve aynı zamanda en kısa ömürlü
paraların tedavüle çıkartıldığı bir emisyon grubudur beşinci grup.
İlk banknotun basıldığı 1927 yılından 5000 TL. banknotun basıldığı
1981 yılına kadar paraların üzerine görülen rakam serisinin çoğu
bu grupta son defa tedavüle çıkar ve sonra tarihe karışır: 10 ,
100 , 500 , 1.000 TL.19 Bu esri rakam serisi yerini,
sıfırları her yıl gittikçe artan yeni rakam serilerine bırakır;
üstelik bu yeni rakamların bazıları yine enflasyon nedeniyle çok
çabuk tarihe karışır: 5.000 , 10.000 , 20.000 , 50.000 ve 100.000
TL.20 Bazıları ise günümüzde kullanılmaya devam edilen
paralardır: 250.000, 500.000, 1.000.000, 5.000.000, 10.000.000,
ve 20.000.000 TL.
Öte yandan en çok farklı rengin kullanıldığı bir banknot grubudur.
Yeşilin ve kahverenginin yoğun kullanımı devam etmekle birlikte,
renk çeşitliği söz konusudur: pembe, mor, mavi, menekşe, portakal,
kırmızı, sarı.
Ankara yeniden gündeme gelir ama artık hiç bir kentin egemen değildir.
Tam tersine yeni yeni kentler banknotlarda görünmeye başlar: Konya,
Elbistan, Urfa, İzmir. Bu listeye İstanbul, Edirne ve Çanakkale
de eklenirse, bu grubun aynı zamanda en zengin kent çeşitliğine
sahip emisyon grubu olduğu ortaya çıkar.
Yedinci emisyon grubunun bu çalışma açısından asıl özelliği, içinde
barındırdığı bir seri banknottaki tasarım ve görsel düzenlemedir.
Bu seriye daha yakından bakmadan önce dönemin koşullarına bir miktar
değinmek gerekiyor. Yine yoğun değişimlerin yaşandığı bir dönem:
etkisi günümüzde bile süren 12 Eylül askeri darbesi, demokrasiye
ara verilen sıkıyönetimli ve yasaklı yıllar, yeniden 'demokrasi',
Özal'lı yıllar, çarpık bir serbest piyasa ekonomosinin yerleşmesi,
PKK sorunu, siyasi krizler, ekonomik krizler, enflasyon, yosuzluklar,
özellleştirme, tüketim toplumu, medya, Demirel'in yeniden yükselişi,
koalisyonlar dönemi, Çiller dönemi, siyasi islamın yükselişi, laik
anti-laik çatışması, 28 Şubat, Ecevit'in ve MHP'nin yükselişi, vb.
Bu dönem çıkarılan banknotlara baktığımızda bu dönemden onlara yansıyan
bazı unsurlar bulabiliyoruz. Yukarıda bahsettiğimiz seri tam da
bu açıdan ön plana çıkıyor. Mehmet Akif Ersoy ile başlayıp, Fatih
Sultan Mehmet, Mevlana ve Mimar Sinan ile devam eden seri 1980 sonrası
Türk-İslam sentezinin yansımaları olarak yorumlanabilir. (Banknot
27-30)
(Banknot 27)
(Banknot 28)
(Banknot 29) (Banknot
30)
Tarihsel kişiliklerin görsel malzeme olarak kullanımı da yeni ve
bu seriye özgü bir uygulamadır. Gündeme getirilen tarihi dönem Osmanlı
dönemidir. İlk emisyon döneminde başarıyla uygulanan simgesel anlatım
bu seride de denenmektedir. Ancak sonucun pek başarılı olduğunu
söylemek zordur. Özellikle üzerinde Mehmet Akif Ersoy'un yeraldığı
100 Liralık banknot tarihimizin en başarısız tasarımlarından biridir.
Motiflerde ve süslemelerde öne çıkan islami çizgi, görsel malzemenin
içeriğiyle daha da yoğunlaşmaktadır: cami, türbe, daha çok islami
kimliğiyle sahiplenilen bir "düşünür", semazenler, İslamcı bir şair,
bir Osmanlı padişahı, bir Osmanlı mimarı. Bu serinin Atatürkçü olduğu
iddasındaki ordunu yönetimi sırasında basılması da hatırlatılması
gereken bir ayrıntı. Bu seride, günümüze kadar devam edecek olan
devlet düzeyindeki bir zihniyet ve ideoloji değişiminin simgelendiğini
düşünmek mümkün: Türk-İslam sentezi iktidardadır. Bu görsel düzenlemeler
bunu yansıtma, "mesajı" halka iletme çabası içindedir. Ancak banknotlar
bu ortak özelliğe rağmen bir tarz oluşturamaz. Örneğin her parada
kullanılan rakamlar birbirlerinden tamamen farklıdır. İki tanesinde
paranın değeri hem rakamla hem yazıyla verilirken (100 TL. ve 10.000
TL.), diğer ikisinde sadece rakamla verilmiştir (5.000 TL. ve 10.000
TL.). Ayrıca rakamların yerleştirildiği köşeler de de bir tutarlılık
yok. Mehmet Akif Ersoy'u yerleştirirken arka planda bir sıkıntı
yaşandığı hissediliyor. Diğerleriyle karşılaştırınca çok zorlama
bir düzenleme olarak göze çarpıyor. Öte yandan paralar arasında
bir renk uyumundan, tercih edilen renklerde bir süreklilikten bahsetmek
çok zor.
Üzerinde Mevlana resmi olan banknotun tasarımı ikinci basımında
bir değişime uğramış, 1990 yılındaki son basımında ise yerini Elbistan
Santrali'nden bir görüntüye bırakmıştır. (Banknot 31)
(Banknot 31)
Bu serinin ardından "ara para" olarak görülebilecek olan 20.000
TL. Ve 50.000 TL. tedavüle çıkartılmıştır. 20.000 TL.'lik banknotta
3. kez karşımıza Merkez Bankası binası çıkmaktadır.21
Kurumun kendini bu kadar hatırlatma merakı anlaşılır gibi değil.
50.000 TL:'lik banknotun arka yüzünde ise TBMM (yine bir bina) görülmektedir.
Basım tarihi 1989'dur. Bu yılın siyasi yasakların kalktığı, 12 Eylül
sonrası ilk görece özgür seçimlerin yapılabildiği bir yıl olması
dikkat çekicidir.
(Banknot 32)
1991'de 100.000 TL.22 ile basılmaya başlanan başka bir
grup banknot, bu emisyon grubu içinde tasarım açısından ikinci tarz(?)
para grubunu oluşturuyor görünmektedir. Bu seride göze çarpan ilk
önemli farklılık, Atatürk resminin biraz büyümesidir. Büyüyen Atatürk'ün
resmiyle de yetinilmemiştir. Örneğin 100.000 TL.'nda aynı yüzde
heykeline (Banknot 32), 5.000.000 TL.'nda istiklal madalyasına yer
verilmiştir (Banknot 36). Yine aynı parada sol üst köşedeki Türkiye
hariyası dikkat çekicidir. Paranın basım tarihi 1997'dir. Bu yerleştirme,
o yıllarda Güney Doğu sorunu nedeniyle yoğun olarak gündemde tartışılan
"Kürt devleti" ve Türkiye'nin "bölünmez bütünlüğü" konularına devletin
verdiği bir yanıt gibi okunabilir.
(Banknot 33)
(Banknot 34)
(Banknot 35)
(Banknot 36)
(Banknot 37)
(Banknot 38)
Diğer iki banknotta da bu tarz düzenlemeler devam eder. 10.000.000
TL.'nda arka fona Türk bayrağı egemendir. Tedavüle çıkarılan son
banknotumuz olan 20.000.000 TL.'nda ise Atatürk'ün arkasında bir
dünya, onun yanıda ise barışı sembolize ettiği bariz olan güvercin
ve zeytin dalı yeralmaktadır. (Banknot 38) Bu güvercin ve zeytin
dalı aynı zamanda DSP'nin iktidarda olduğunu da simgeler gibidir.
Bir de bu paraların arka yüzlerine bakalım.
(Banknot 39)(Banknot
40)
(Banknot 41)(Banknot
42)
(Banknot 43)(Banknot
44)
Hemen fark edilebileceği gibi eski alışkanlıklar devam etmektedir.
Bina ve yapı resimleri ağırlıktadır: Kız Kulesi, Çanakkale Şehitliği,
Şanlı Urfa Barajı, Anıtkabir, Antis Efes kenti. Ama araya Piri Reis
haritası girer. Yine de resim seçiminde belirli bir yol kat edildiği
söylenebilir(?). Sonunda Türkiye'nin antik kentler cenneti olduğu
hatırlanmış. Yine de bir çizgi ve tarzdan, yani tutarlılığı olan
bie seçimden bahsetmek zor görünüyor. Son olarak Çanakkale Şehitliği'nin
resminin kullanımını, o yıllarda (1993) Güney Doğu'da süren azyoğunluklu
savaşla ilişkilendirmek zor olmasa gerek.
Banknotlarımız neden durmadan değişiyor?
Tüm emisyon grupları göz önüne alındığında, ilk çıkan banknotlardan
günümüze, kullanılan görsel malzemelerin seçimiyle, dönemin iktidarları,
onların politikaları ve ideolojileriyle her zaman olmasa da bir
paralellik olduğunu söylemek mümkün. Böylesine bir paraleleliği
birinci (Atatürk dönemi) ve üçüncü emisyon grubunun (İnönü) geneline
yayılımış durumda. Diğer banknot gruplarında ise tek tek paralarda
ya da bir serisinde yakalayabiliyoruz bu ilişkiyi. Hem tasarım açısından
hem de bu tasarımda kullanılan görsel malzemelerin seçimi açısından,
yine, bir kaç seri dışında, kendine özgü bir tarz yakalan(a)mamıştır
ve bu açıdan bir gelenek oluşturul(a)mamıştır denebilir. Bunu, ulusal
kültür politikasının zaaflarıyla ve ülkemizde görsel kültür alanında
yaşanan sorunlarla ilişkilendirmek doğru bir yaklaşım olabilir.
Resmin (suretin) yasak olduğu bir İslam kültüründen geldiğimizi,
sözlü kültürden yazılı kültüre geçişimizin bile görece yakın bir
tarihe denk düştüğünü, foroğrafın ve görüntünün kültürümüze yaygın
olarak dahil oluşunun daha da geç gerçekleştiğini vurgulamak gerekir.
Banknotlara baktığımızda, olsa olsa bina, yapı ve manzara resmi
(köprüler, kaleler, hisarlar, anıtlar, şelaleler vs.) kullanımı
geleneğinden bahsedilebilir. Anlaşılan devlet Türkiye'yi bunlarla
temsil etmeyi tercih ediyor. Banknotların görselliğinde, o çok övünülen
zengin kültürümüzün neden yansıtıl(a)madığı da bir başka önemli
soru.
Hiç değilse tasarımları değişmeden kalan ve en uzun süre geçerliliğini
koruyan beşinci emisyon grubunda bile, yeni seriler basılırken renkler
değiştirilmiştir. Bu çalışma boyunca hep aklımızın bir köşesinde
olan bir soruyu yüksek sesle soralım: banknotlarımız neden durmadan
değişiyor? Beşinci grupta da gördüğümüz gibi, tasarımı değişmese
bile rengi değişiyor. Büyüklüğüyle oynanıyor. Atatürk bir sağa bakıyor,
bir sola; bazen de gözlerimizin içine. Mutlaka bir değişiklik yapılıyor.
Her yıl neredeyse bir değişik banknotun tedavüle girdiği bir memlekette
banknotlar sürekli farklı tarzda tasarlanıyorsa bizce burada bir
sorun var demektir. Bu görsel malzeme kullanımında ve tercihinde
de böyle. Şunu da kabul etmek lazım, kültürel ve etnik anlamda bu
kadar çeşitlilik arz eden bir ülkede de tüm bunların hepsini toparlayacak
bir simge, herkesi memnun edecek bir motif, görsel malzeme bulmak
gerçekten zor. Sanki bizi temsil edebilecek bir banknotun arayışı
içindeyiz. Bulana kadar da değiştirmeye devam edeceğiz. Belki de
toplum olarak yıllardır sürdürdüğümüz kimlik arayışımız bir çözüme
kavuştuğunda ve toplumsal uzlaşı alanlarımız daha genişlediğinde
banknotumuz da bir kişiliğe kavuşacak.
DİPNOTLAR 1. Hassan, Ü. (2001) Osmanlı: Örgüt-İnanç-Davranış’tan
Hukuk-İdeoloji’ye, sayfa 122, İletişim Yayınları: İstanbul. 2. Os. Banknot, Temsili para; Fr. Billet de banque,
Al. Banknote, Note, Kassenschein; İng. Bank note, Bank bill. 3. Bakınız Demir, Tanju (1998) “Cumhuriyet Dönemi
Paralarında Siyaset ve İdeoloji”, 75 yılda Para’nın Serüveni, Tarih
Vakfı Yayınları, s 11-28, İstanbul. Kimi yorumlarına katılmasak
da, Demokrat Parti’nin iktidara gelişine kadar Cumhuriyet dönemi
paralarının tarihine ilişkin önemli anıları aktarması nedeniyle
önemli bir çalışmadır. 4. Bakınız Daşdemir, Latif (2002) Osmanlı Dönemi
Türk Finans Sisteminde Sorunlar ve Gelişmeler”, Türkler, Cilt 14,
sayfa 393, Yeni Türkiye Yayınları, İstanbul. 5. 1995 yılında genel müdürlük olmuştur. Baknz.
http://www.tcmb.gov.tr 6. Bakınız Türkiye Cumhuriyeti Banknotları, Türkiye
Cumhuriyeti Merkez Bankası, Ankara: 2001. 7. Bol sıfırlı banknotlar konusunda bizden da kötü
durumda olanlar da var. Örneğin 1993’te Yugoslavya’da 11 sıfırlı
500 milyarlık Dinara tedavüle sokulmuştur. 8. Bakınız http://www.bundesbank.de 9. Yazımız boyunca göreceğimiz banknot resimleri
orjinal büyüklükte değildirler, küçültülmüşlerdir. Bu resimler ve
onlara ait tüm detaylı bilgiler T.C. Merkez Bankası’nın http://www.tcmb.gov.tr
adresinden ve edinilmiştir. 10. Parantez içinde verdiğimiz tarihler, banknotların
tedavüle çıktığı ve tedavülden kalktığı tarihlerdir. Ancak grup
içindeki paraların tedavüle giriş ve çıkış tarihleri farklı olabilmektedir.
Biz gruba ait ilk ve son tarihleri alarak bir zaman dilimi oluşturmaya
çalıştık. 11. Aktaran Aydemir, Ş. S. (1985) Tek Adam, 3.
Cilt, sayfa 354, Remzi Yayınevi:İstanbul. 12. Bu gruptaki tedavül tarihleri biraz karışık.
Değişik tarihlerde değişik banknotlar çıkartılmış. Bunların tedavülden
kalkış tarihleri de birbirinden farklıdır. Biz burada sadece bu
gruptan ilk banknotun tedavüle giriş tarihini ve en son tedavülden
çıkış tarihlerini belirttik. 13. 4. emisyon dönemini hem çok az para basıldığından
(2 değişik renkte, bir yıl arayla 2 seri 10 liralık banknot ve tek
seri 100 liralık banknot) hem de bunların farklı olmaması nedeniyle,
üçüncü emisyon grubuna ve onlara ilişkin değerlendirmelerimize dahil
ettik. 14. Bir hatırlatma yapmamız gerekiyor. Dönemlere
ilişkin değerlendirme yaparken paranın tedavülde kaldığı yıllardan
çok, tedavüle çıkartıldığı yılı hesaba katıyoruz. Örneğin bu grupta
1946’da çıkartılan 500 TL. 1953’e yani İnönü döneminin bittiği,
Demokrat Parti’nin iktidarda olduğu döneme kadar geçerliliğini korur.
15. Esra Yener, Ve paraya Yedinci Sıfır, Milliyet
Gazetesi, 20.03.1999. (Bakınız: http://milliyet.com/1999/03/20/ekonomi/eko00.html
) 16. 2,5 TL. 4 seri, 5 TL. 4 seri, 10 TL. 6 seri,
50 TL. 7 seri, 100 TL. 6 seri, 500 TL. 4 seri basılmıştır. 17. 2,5 TL. 14 yıl, 5 TL. 16, 10 TL. 14 yıl, 50
TL. 28 yıl, 100 TL. 24 yıl, 500 TL. 23 yıl, 1000 TL. 26 yıl. 18. Bu özellikte yani tamamen Atatürk’e ait görsel
malzelerden oluşan üç banknot daha basılacaktır: 1979’da 10 TL.,
1991’de 100.000 TL. ve 1997’de 5.000.000 TL. 19. Sırayla 1987, 1989, 1989 ve 1992’de tedavülden
karkar. 20. Sırayla 1994, 1995, 1997, 1999 ve 2001’de tedavülden
karkar. 21. Küçük bir ayrıntı: Merkez Bankası en çok kullanılan
bina resmidir. 22. Banknottaki Atatürk’e çiçek veren çocukların
resmi (Banknot 32) yeni değildir. Aynı emisyon grubunda daha önce
yayınlanmış olan 10 TL.’nda yer verilmiştir. Ama Atatürk’ün doğumunun
100 yılında yayımlanan bu parada daha uygun olacağı düşünülmüş olacak
ki yeniden kullanılmış.