ODTÜ’NÜN TARİHİ ÜZERİNE DENEMELER
İlkem Toker
(FDE’97, MBA’00)

"Geçmişi araştırmak sonu bilinen film gibi. Ama o sonuca gelene kadar neler olup bitti? İşte heyecan verici kısmı bu. Hüzün veren kısmı ise, bütün o uğraşlar, ümitler, çalışmalar, başarılar, hayal kırıklıkları ile tarihi yapan insanların, olayların geçip gitmesi. Neyse ki ODTÜ geçip gitmedi, bütün canlılığı ile burada. Bu da tarih araştırıcısının tesellisi.”

Arif Payaslıoğlu, ODTÜlüler Bülteni, Sayı 49, Ocak 1996.

1950’lerin sonlarında Ankara’da, şehrin ortasında varolma savaşı veren bir üniversite... Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bitişiğinde, Meclis’e ait bir atölye binası ve birkaç baraka.. Dört katlı binada ofis ve derslikler var, garaj da kantin olarak kullanılıyor. Rektörlük binası ise Milli Müdafaa Caddesi’nde Emekli Sandığı’na ait üç katlı bina. Henüz yalnızca Mimarlık ve Makine Mühendisliği bölümlerinde öğretime başlanmış, Mimarlık, Mühendislik ve İdari Bilimler Fakültelerinin kuruluş çalışmaları tamamlanmak üzere. Evet tahmin ettiğiniz gibi sözünü ettiğim üniversite Orta Doğu Teknik Üniversitesi.. Bugün 4500 hektar kampus alanı ve 3043 hektar orman alanı içinde kurulu, 5 fakültede 37 lisans programının ve dört enstitüye bağlı 67 lisansüstü programın yürütüldüğü 18.000’in üzerinde öğrencisi, 60.000i aşkın mezunu bulunan dünya standartlarında bir üniversite...



ODTÜ’nün tarihini araştırmak, yazmak ya da okumak.. Gerçekten de sonu bilinen ve de mutlu sonla biten siyah beyaz bir film gibi... Yıllarca hayalini kurduğu bu üniversiteyi kazanmak için ÖSS sınavında ilk birkaç yüzdelik dilime girmek zorunda kalıp ODTÜ’ye bu kocaman kampusta gözlerini açan bizler için giderek bu film daha masalsı bir tat alıyor galiba... İşte tam bu noktada ODTÜ tarihini anlatan kitaplar mutlu sona nasıl gelindiğini merak edenlerin imdadına yetişiyorlar.. Bu yazıda ODTÜ tarihini anlatan dört kitaptan bahsedeceğim.

BARAKADAN KAMPUSA

Tarihinde pek çok ilke imza atan ODTÜ bu konuda da üzerine düşeni yaptı ve kendi tarihinin yazılması ve yayınlanması konusunda 1995 yılında resmi çalışmalar başlattı. Bu amaçla oluşturulan Danışma Kurulu, projenin on yıllık dönemler halinde düzenlenmesini ve ilk olarak da 1954 – 1964 yılları arasındaki dönemin ele alınmasını kararlaştırdı. İlk kitabın yazımını İdari İlimler Fakültesi’nin ilk Dekanı Prof. Dr. Arif Payaslıoğlu üstlendi. Böylece "Orta Doğu Teknik Üniversitesi: Türk Yükseköğreniminde Bir Yeniliğin Tarihi" adı verilen dizinin ilk kitabı Barakadan Kampusa (1954 – 1964) 1996’da ODTÜ’nün kuruluşunun 40.yılında yayınlandı. Çok titiz ve özenli bir çalışmanın eseri olan bu kitapta metinlerin yanı sıra o döneme ait pek çok fotoğraf, yazılı belge, resmi evrak, gazetelerden alıntılar ve kampüs haritalarına da yer verilmiş. Kitabın giriş bölümünde ODTÜ tarihini yazma projesinin başlangıcından kitabın basımına kadar yaşanan süreç anlatılıyor. Kitap üç ana bölümden oluşuyor. Birinci Bölüm: Kuruluşa Götüren Gelişmeler’de 1954 – 1956 arasındaki iki yılda ODTÜ’nün hangi koşullarda, kimlerin çabalarıyla kurulduğu, 1956 yılında "Orta Doğu Yüksek Teknoloji Enstitüsü" adı altında bir Mimarlık okulunun açılışına nasıl gelindiği anlatılıyor. İkinci Bölüm: Kuruluş ve Belirsizlik Yılları adını taşıyor. ODTÜ’nün yaşamında pek çok sorun ve belirsizliklerle yüklü olan 1956 – 1961 sonları arasındaki ilk beş yıllık dönemin anlatıldığı bu bölümde, Üniversite ile ilgili yasal, yönetsel, akademik gelişmelerle, öğrenim ve öğrenciler, mezunlar, yer ve yerleşke, mali kaynaklar ve dış yardımlar gibi konular üzerinde duruluyor. Üçüncü bölüm: İstikrar ve Gelişme Yılları adı verilen 1961 sonlarından 1964’ kadar devam eden bu son beş yıllık dönemde istikrara ve belirli bir düzene kavuşan Üniversitede yönetim, eğitim, öğretim, kampus, inşaat gibi alanlarda sağlanan gelişmeler anlatılıyor. Bu üç ana bölümün ardından "ODTÜ ile Gelenler" başlıklı, Türk yükseköğretim hayatına ODTÜ ile giren yeniliklerin vurgulandığı bir epilog bulunuyor. Arif Payaslıoğlu sadece bu kitabı yazmakla kalmayıp kitabı hazırlarken yaptığı araştırmalar sonucu oluşturduğu arşivi de ODTÜ Rektörlüğü’ne teslim etmiş. Arif Payaslıoğlu’nu ne yazık ki 2001 yılında kaybettik.

ODTÜ YILLARIM

ODTÜ tarihini anlatan bir diğer kitap ise ODTÜ’nün "efsane" Rektörü Kemal Kurdaş’ın 1998 Mart’ında yayınlanan kitabı ODTÜ Yıllarım: "Bir Hizmetin Hikayesi". Kemal Kurdaş Üniversitenin resmi kayıtlarına dayanılarak hazırlanmış bir "Anılar Kitabı" olarak nitelendirdiği bu kitapta, 1961 – 1969 yılları arasında Rektörlük yaptığı sekiz yıl boyunca yaşadıklarını ve yaptıklarını anlatıyor. Kitap on üç bölümden oluşuyor. Hükümetteki Maliye Bakanlığı görevinden ayrılarak ODTÜ’ye gelmesi sürecinden ve ODTÜ’nün 1961 yılındaki durumundan başlayarak, sekiz yıllık dönemde her alanda yapılan çalışmaları bütün ayrıntılarıyla anlatıyor Kemal Kurdaş. Bu dönemde en yoğun çalışmalar ODTÜ’nün fiziki gelişmesiyle ilgili. Henüz inşaat halinde olmasına rağmen kampusta ağaçlandırma çalışmaları başlatılmış ve çevre düzenlemelerine büyük önem verilmiş. Kampus yapımı hızla devam ederken diğer yandan akademik alanda da önemli gelişmeler sağlanmış, ODTÜ arazisinde arkeolojik çalışmalar başlatılmış, Üniversitenin finansmanı için dışarıdan kaynak sağlanmasına çalışılmış. Kemal Kurdaş, kitabının son bölümlerinde ise yaşanılan sıkıntıları ve ODTÜ’den ayrılmaya nasıl karar verdiğini anlatıyor.

BOZKIRI YEŞERTENLER

ODTÜ tarihini anlatan kitaplar koleksiyonuna Aralık 2002’de bir yenisi daha eklendi. Uğur Ersoy’un hazırladığı Bozkırı Yeşertenler (ODTÜ Kuruluş Yılları Anıları 1959 – 1963). Uğur Ersoy, Bozkırı Yeşertenler’de ODTÜ’de Rektör Yardımcısı olarak göreve başladığı 1959 yılından 1963 yılına kadar olan anılarını bizlere aktarıyor. Bir tarih kitabı yazma iddiasından çok uzakta, olayları kendi hatırladığı biçimde yazdığını da özellikle belirtiyor. Hatta kitabın önsözünde, bunu vurgulayarak ODTÜ tarihi ile ilgilenenlere Arif Payaslıoğlu’nun tam bir bilim adamı titizliğiyle hazırladığı kitabını öneriyor.

Kitabın giriş bölümünde kendisinin ODTÜ’yle tanışmasını anlatıyor. Daha önce ABD’den tanıştığı zamanın ODTÜ Danışman Rektörü Prof. W. R. Woolrich’le tesadüfen karşılaşır ve ODTÜ’ye katılması için teklif alır. Başlangıçta Rektörlük binasını gözü tutmasa da Woolrich’in anlattıklarından ve heyecanından çok etkilenerek teklifi kabul eder. Böylece 27 yaşında ODTÜ’nün ilk Rektör Yardımcısı olarak göreve başlar.

1959 – 1961 dönemi, görev yapan Rektörlere göre üç bölüme ayrılmış. İlk bölüm Woolrich-Burdell dönemi. Bu dönemde ODTÜ yönetiminde çoğunlukla Amerikalı akademisyenler görev alıyor. Üniversitenin kısa ve uzun vadeli politikalarının saptanması ve akademik sistemin oluşturulması için yoğun çalışmalar yapılıyor. Diğer üniversitelerden tamamen farklı olarak Türkiye’de ilk kez Amerikan eyalet üniversitesi sistemini örnek alan bir model uygulanacaktır. 1959 yılı Mayıs’ında yürürlüğe giren 7307 sayılı ODTÜ Yasası’na ek ve tamamlayıcı belgeler hazırlanır. Bu belgelerde ODTÜ’nün uluslararası niteliği vurgulanıyor, eğitim dilinin İngilizce olması öneriliyordu. Kontratı biten Woolrich’in yerine önce ABD Başkanı Eisenhover’ın oğlu Binbaşı Eisenhover düşünülür fakat sonuçta Edwin S. Burdell ODTÜ’nün yeni Danışman Rektörü olur.

Kitabın ikinci bölümü Turhan Feyzioğlu dönemi. Ağustos 1960’da (daha üniversitelerin özerkliği, siyasal baskıdan uzak tutulmaları gibi kavramlar hayata geçmemişken) Mütevelli Heyeti’nin görevine son verilmesinden kısa bir süre sonra dönemin Milli Eğitim Bakanı, ODTÜ’nün ilk Türk Rektörü’nü atıyor. Yeni Rektör o dönemin siyasal arenasında İsmet İnönü’den sonra ikinci adam olan Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu. Sonradan anlaşılıyor ki, Feyzioğlu aslında sorun çıkarmadan, yabancıların şimşeklerini çekmeden ODTÜ’yü kapatmak misyonuyla getirilmiş bu göreve. Ancak göreve başladıktan sonra ODTÜ’yle ilgili düşüncelerinin değiştiğini, bu üniversitenin Türkiye’nin geleceği olduğunu ve böylece ODTÜ’nün bir numaralı savunucusu olduğunu anlatıyor Uğur Ersoy’a. Turhan Feyzioğlu’nun kısa Rektörlük döneminin ilginç olaylarından biri, Feyzioğlu’nun öğrencilerin baskısı üzerine istifa edip yine öğrencilerin baskısıyla görevine dönmesi. Feyzioğlu beş aylık görev süresinin sonunda siyasete devam kararı alıyor ve Rektörlükten ayrılıyor.

Böylece kitabın üçüncü bölümüne, Seha Meray dönemine geliyoruz. Seha Meray’ın kısa süren Rektörlüğü döneminde belki de en önemli olay ODTÜ’de ilk öğrenci boykotunun yaşanması olmuş. Ardından 1961 – 1963 dönemi geliyor. Uğur Ersoy, 1961 Eylül’ünde, Kemal Kurdaş’ın Rektörlüğe başlamasından iki ay önce, idari görevinden ayrılarak tüm zamanını İnşaat Mühendisliği Bölümü’ndeki akademik çalışmalarına ayırıyor. Uğur Ersoy, Kemal Kurdaş’ın Rektör oluşunu doğru zamanda doğru kişinin seçilmesi ve bu kişinin ODTÜ’nün elindeki kaynakları en iyi kullanabilecek biri olduğu şeklinde değerlendiriyor ve kitabın bu bölümünde ağırlıklı olarak İnşaat Mühendisliği Bölümü’ndeki gelişmeleri ve bölümdeki ilk öğrencilerini anlatıyor. Kitabının son iki bölümünü ODTÜ Yasası (7307 Sayılı Yasa) ve ODTÜ sistemine ayırmış. Yasanın ODTÜ’nün kısa sürede bu denli hızla gelişmesinde büyük katkısı, ODTÜ sisteminin de ODTÜ’nün başarısındaki en önemli neden olduğunu düşündüğünden böyle bir tercih yapmış. Kitabın sonunda iki de ek bölüm bulunuyor. “Unutamadıklarım” adı verilen ilk ek bölümde Uğur Ersoy ilginç bulduğu kişiliklerinden etkilendiği ve ODTÜ’ye büyük hizmetlerde bulunmuş Üniversite mensuplarına yer vermiş: Vecdi Diker, Mustafa Parlar, Arif Payaslıoğlu, Cahit Arf, Şefik Erensü ve Rüştü Yüce bu bölümde yer alan isimler. Kitap, ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Mekaniği Laboratuarı’nın kuruluş öyküsünün yer aldığı ikinci ek bölümle sona eriyor.



ODTÜ TARİHÇE

Son olarak "ODTÜ Tarihçe 1956 - 1980"den bahsetmek istiyorum. Nurettin Çalışkan’ın hazırladığı kitap Nisan 2002’de yayınlandı. Kitap ODTÜ tarihinin 1956 – 1980 arasındaki dönemini diğer kitaplardan daha farklı bir biçimde ele alıyor. Öncelikle, ODTÜ’de idari ve akademik görevlerde bulunmuş kişilerin yazdığı diğer kitapların aksine, bu kitapta dönemin ODTÜ öğrencilerinin imzası var. Anlatılan dönem siyasi bakış açısıyla ele alındığından, kitabın ODTÜ’nün Siyasi Tarihini anlattığını söylemek yanlış olmaz sanırım. Nurettin Çalışkan kitabı bir "derleme" olarak nitelendiriyor. Kitabın hazırlanmasında detaylı bir arşiv çalışması da yapılmış. On bölümden oluşan kitapta, 1956 – 1980 yılları arasındaki dönem Türkiye’ye paralel biçimde ODTÜ’deki siyasal gelişmeler ve olaylar temelinde anlatılıyor. Kitapta ayrıca dönemi yaşayanların anılarına ve o döneme ait belgelere de yer verilmiş.

Bu dört kitap ortak bir konuyu ele almış olsalar da her biri ayrı bir üslupla farklı tatlar sunuyorlar okuyucuya. O dönemi yaşamamış ODTÜlülere geniş bir bilgi kaynağı, yaşayanlara ise güzel bir nostalji fırsatı. Sonunu bilseniz de o kadar ilginç olaylar ve detaylar var ki her biri gerçekten okunmaya değer..


( Kaynak: www.odtumd.tr )