"Geçmişi araştırmak sonu bilinen
film gibi. Ama o sonuca gelene kadar neler olup bitti? İşte heyecan
verici kısmı bu. Hüzün veren kısmı ise, bütün o uğraşlar, ümitler,
çalışmalar, başarılar, hayal kırıklıkları ile tarihi yapan insanların,
olayların geçip gitmesi. Neyse ki ODTÜ geçip gitmedi, bütün canlılığı
ile burada. Bu da tarih araştırıcısının tesellisi.”
Arif Payaslıoğlu, ODTÜlüler Bülteni,
Sayı 49, Ocak 1996.
1950’lerin
sonlarında Ankara’da, şehrin ortasında varolma savaşı veren bir
üniversite... Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bitişiğinde, Meclis’e
ait bir atölye binası ve birkaç baraka.. Dört katlı binada ofis
ve derslikler var, garaj da kantin olarak kullanılıyor. Rektörlük
binası ise Milli Müdafaa Caddesi’nde Emekli Sandığı’na ait üç katlı
bina. Henüz yalnızca Mimarlık ve Makine Mühendisliği bölümlerinde
öğretime başlanmış, Mimarlık, Mühendislik ve İdari Bilimler Fakültelerinin
kuruluş çalışmaları tamamlanmak üzere. Evet tahmin ettiğiniz gibi
sözünü ettiğim üniversite Orta Doğu Teknik Üniversitesi.. Bugün
4500 hektar kampus alanı ve 3043 hektar orman alanı içinde kurulu,
5 fakültede 37 lisans programının ve dört enstitüye bağlı 67 lisansüstü
programın yürütüldüğü 18.000’in üzerinde öğrencisi, 60.000i aşkın
mezunu bulunan dünya standartlarında bir üniversite...
ODTÜ’nün tarihini araştırmak, yazmak ya da okumak.. Gerçekten de
sonu bilinen ve de mutlu sonla biten siyah beyaz bir film gibi...
Yıllarca hayalini kurduğu bu üniversiteyi kazanmak için ÖSS sınavında
ilk birkaç yüzdelik dilime girmek zorunda kalıp ODTÜ’ye bu kocaman
kampusta gözlerini açan bizler için giderek bu film daha masalsı
bir tat alıyor galiba... İşte tam bu noktada ODTÜ tarihini anlatan
kitaplar mutlu sona nasıl gelindiğini merak edenlerin imdadına yetişiyorlar..
Bu yazıda ODTÜ tarihini anlatan dört kitaptan bahsedeceğim.
BARAKADAN KAMPUSA
Tarihinde pek çok ilke imza atan ODTÜ bu konuda da üzerine düşeni
yaptı ve kendi tarihinin yazılması ve yayınlanması konusunda 1995
yılında resmi çalışmalar başlattı. Bu amaçla oluşturulan Danışma
Kurulu, projenin on yıllık dönemler halinde düzenlenmesini ve ilk
olarak da 1954 – 1964 yılları arasındaki dönemin ele alınmasını
kararlaştırdı. İlk kitabın yazımını İdari İlimler Fakültesi’nin
ilk Dekanı Prof. Dr. Arif Payaslıoğlu üstlendi.
Böylece "Orta Doğu Teknik Üniversitesi: Türk Yükseköğreniminde
Bir Yeniliğin Tarihi" adı verilen dizinin ilk kitabı
Barakadan Kampusa (1954 – 1964) 1996’da ODTÜ’nün
kuruluşunun 40.yılında yayınlandı. Çok titiz ve özenli bir çalışmanın
eseri olan bu kitapta metinlerin yanı sıra o döneme ait pek çok
fotoğraf, yazılı belge, resmi evrak, gazetelerden alıntılar ve kampüs
haritalarına da yer verilmiş. Kitabın giriş bölümünde ODTÜ tarihini
yazma projesinin başlangıcından kitabın basımına kadar yaşanan süreç
anlatılıyor. Kitap üç ana bölümden oluşuyor. Birinci Bölüm: Kuruluşa
Götüren Gelişmeler’de 1954 – 1956 arasındaki iki yılda ODTÜ’nün
hangi koşullarda, kimlerin çabalarıyla kurulduğu, 1956 yılında "Orta
Doğu Yüksek Teknoloji Enstitüsü" adı altında bir Mimarlık okulunun
açılışına nasıl gelindiği anlatılıyor. İkinci Bölüm: Kuruluş ve
Belirsizlik Yılları adını taşıyor. ODTÜ’nün yaşamında pek çok sorun
ve belirsizliklerle yüklü olan 1956 – 1961 sonları arasındaki ilk
beş yıllık dönemin anlatıldığı bu bölümde, Üniversite ile ilgili
yasal, yönetsel, akademik gelişmelerle, öğrenim ve öğrenciler, mezunlar,
yer ve yerleşke, mali kaynaklar ve dış yardımlar gibi konular üzerinde
duruluyor. Üçüncü bölüm: İstikrar ve Gelişme Yılları adı verilen
1961 sonlarından 1964’ kadar devam eden bu son beş yıllık dönemde
istikrara ve belirli bir düzene kavuşan Üniversitede yönetim, eğitim,
öğretim, kampus, inşaat gibi alanlarda sağlanan gelişmeler anlatılıyor.
Bu üç ana bölümün ardından "ODTÜ ile Gelenler" başlıklı,
Türk yükseköğretim hayatına ODTÜ ile giren yeniliklerin vurgulandığı
bir epilog bulunuyor. Arif Payaslıoğlu sadece bu kitabı yazmakla
kalmayıp kitabı hazırlarken yaptığı araştırmalar sonucu oluşturduğu
arşivi de ODTÜ Rektörlüğü’ne teslim etmiş. Arif Payaslıoğlu’nu ne
yazık ki 2001 yılında kaybettik.
ODTÜ YILLARIM
ODTÜ tarihini anlatan bir diğer kitap ise ODTÜ’nün "efsane"
Rektörü Kemal Kurdaş’ın 1998 Mart’ında yayınlanan
kitabı ODTÜ Yıllarım: "Bir Hizmetin Hikayesi".
Kemal Kurdaş Üniversitenin resmi kayıtlarına dayanılarak hazırlanmış
bir "Anılar Kitabı" olarak nitelendirdiği bu kitapta,
1961 – 1969 yılları arasında Rektörlük yaptığı sekiz yıl boyunca
yaşadıklarını ve yaptıklarını anlatıyor. Kitap on üç bölümden oluşuyor.
Hükümetteki Maliye Bakanlığı görevinden ayrılarak ODTÜ’ye gelmesi
sürecinden ve ODTÜ’nün 1961 yılındaki durumundan başlayarak, sekiz
yıllık dönemde her alanda yapılan çalışmaları bütün ayrıntılarıyla
anlatıyor Kemal Kurdaş. Bu dönemde en yoğun çalışmalar ODTÜ’nün
fiziki gelişmesiyle ilgili. Henüz inşaat halinde olmasına rağmen
kampusta ağaçlandırma çalışmaları başlatılmış ve çevre düzenlemelerine
büyük önem verilmiş. Kampus yapımı hızla devam ederken diğer yandan
akademik alanda da önemli gelişmeler sağlanmış, ODTÜ arazisinde
arkeolojik çalışmalar başlatılmış, Üniversitenin finansmanı için
dışarıdan kaynak sağlanmasına çalışılmış. Kemal Kurdaş, kitabının
son bölümlerinde ise yaşanılan sıkıntıları ve ODTÜ’den ayrılmaya
nasıl karar verdiğini anlatıyor.
BOZKIRI YEŞERTENLER
ODTÜ tarihini anlatan kitaplar koleksiyonuna Aralık 2002’de bir
yenisi daha eklendi. Uğur Ersoy’un hazırladığı
Bozkırı Yeşertenler (ODTÜ Kuruluş Yılları Anıları 1959 –
1963). Uğur Ersoy, Bozkırı Yeşertenler’de ODTÜ’de Rektör
Yardımcısı olarak göreve başladığı 1959 yılından 1963 yılına kadar
olan anılarını bizlere aktarıyor. Bir tarih kitabı yazma iddiasından
çok uzakta, olayları kendi hatırladığı biçimde yazdığını da özellikle
belirtiyor. Hatta kitabın önsözünde, bunu vurgulayarak ODTÜ tarihi
ile ilgilenenlere Arif Payaslıoğlu’nun tam bir bilim adamı titizliğiyle
hazırladığı kitabını öneriyor.
Kitabın giriş bölümünde kendisinin ODTÜ’yle tanışmasını anlatıyor.
Daha önce ABD’den tanıştığı zamanın ODTÜ Danışman Rektörü Prof.
W. R. Woolrich’le tesadüfen karşılaşır ve ODTÜ’ye katılması için
teklif alır. Başlangıçta Rektörlük binasını gözü tutmasa da Woolrich’in
anlattıklarından ve heyecanından çok etkilenerek teklifi kabul eder.
Böylece 27 yaşında ODTÜ’nün ilk Rektör Yardımcısı olarak göreve
başlar.
1959 – 1961 dönemi, görev yapan Rektörlere göre üç bölüme ayrılmış.
İlk bölüm Woolrich-Burdell dönemi. Bu dönemde ODTÜ yönetiminde çoğunlukla
Amerikalı akademisyenler görev alıyor. Üniversitenin kısa ve uzun
vadeli politikalarının saptanması ve akademik sistemin oluşturulması
için yoğun çalışmalar yapılıyor. Diğer üniversitelerden tamamen
farklı olarak Türkiye’de ilk kez Amerikan eyalet üniversitesi sistemini
örnek alan bir model uygulanacaktır. 1959 yılı Mayıs’ında yürürlüğe
giren 7307 sayılı ODTÜ Yasası’na ek ve tamamlayıcı belgeler hazırlanır.
Bu belgelerde ODTÜ’nün uluslararası niteliği vurgulanıyor, eğitim
dilinin İngilizce olması öneriliyordu. Kontratı biten Woolrich’in
yerine önce ABD Başkanı Eisenhover’ın oğlu Binbaşı Eisenhover düşünülür
fakat sonuçta Edwin S. Burdell ODTÜ’nün yeni Danışman Rektörü olur.
Kitabın ikinci bölümü Turhan Feyzioğlu dönemi. Ağustos 1960’da (daha
üniversitelerin özerkliği, siyasal baskıdan uzak tutulmaları gibi
kavramlar hayata geçmemişken) Mütevelli Heyeti’nin görevine son
verilmesinden kısa bir süre sonra dönemin Milli Eğitim Bakanı, ODTÜ’nün
ilk Türk Rektörü’nü atıyor. Yeni Rektör o dönemin siyasal arenasında
İsmet İnönü’den sonra ikinci adam olan Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu.
Sonradan anlaşılıyor ki, Feyzioğlu aslında sorun çıkarmadan, yabancıların
şimşeklerini çekmeden ODTÜ’yü kapatmak misyonuyla getirilmiş bu
göreve. Ancak göreve başladıktan sonra ODTÜ’yle ilgili düşüncelerinin
değiştiğini, bu üniversitenin Türkiye’nin geleceği olduğunu ve böylece
ODTÜ’nün bir numaralı savunucusu olduğunu anlatıyor Uğur Ersoy’a.
Turhan Feyzioğlu’nun kısa Rektörlük döneminin ilginç olaylarından
biri, Feyzioğlu’nun öğrencilerin baskısı üzerine istifa edip yine
öğrencilerin baskısıyla görevine dönmesi. Feyzioğlu beş aylık görev
süresinin sonunda siyasete devam kararı alıyor ve Rektörlükten ayrılıyor.
Böylece kitabın üçüncü bölümüne, Seha Meray dönemine geliyoruz.
Seha Meray’ın kısa süren Rektörlüğü döneminde belki de en önemli
olay ODTÜ’de ilk öğrenci boykotunun yaşanması olmuş. Ardından 1961
– 1963 dönemi geliyor. Uğur Ersoy, 1961 Eylül’ünde, Kemal Kurdaş’ın
Rektörlüğe başlamasından iki ay önce, idari görevinden ayrılarak
tüm zamanını İnşaat Mühendisliği Bölümü’ndeki akademik çalışmalarına
ayırıyor. Uğur Ersoy, Kemal Kurdaş’ın Rektör oluşunu doğru zamanda
doğru kişinin seçilmesi ve bu kişinin ODTÜ’nün elindeki kaynakları
en iyi kullanabilecek biri olduğu şeklinde değerlendiriyor ve kitabın
bu bölümünde ağırlıklı olarak İnşaat Mühendisliği Bölümü’ndeki gelişmeleri
ve bölümdeki ilk öğrencilerini anlatıyor. Kitabının son iki bölümünü
ODTÜ Yasası (7307 Sayılı Yasa) ve ODTÜ sistemine ayırmış. Yasanın
ODTÜ’nün kısa sürede bu denli hızla gelişmesinde büyük katkısı,
ODTÜ sisteminin de ODTÜ’nün başarısındaki en önemli neden olduğunu
düşündüğünden böyle bir tercih yapmış. Kitabın sonunda iki de ek
bölüm bulunuyor. “Unutamadıklarım” adı verilen ilk ek bölümde Uğur
Ersoy ilginç bulduğu kişiliklerinden etkilendiği ve ODTÜ’ye büyük
hizmetlerde bulunmuş Üniversite mensuplarına yer vermiş: Vecdi Diker,
Mustafa Parlar, Arif Payaslıoğlu, Cahit Arf, Şefik Erensü ve Rüştü
Yüce bu bölümde yer alan isimler. Kitap, ODTÜ İnşaat Mühendisliği
Bölümü Yapı Mekaniği Laboratuarı’nın kuruluş öyküsünün yer aldığı
ikinci ek bölümle sona eriyor.
ODTÜ TARİHÇE
Son olarak "ODTÜ Tarihçe 1956 - 1980"den
bahsetmek istiyorum. Nurettin Çalışkan’ın hazırladığı
kitap Nisan 2002’de yayınlandı. Kitap ODTÜ tarihinin 1956 – 1980
arasındaki dönemini diğer kitaplardan daha farklı bir biçimde ele
alıyor. Öncelikle, ODTÜ’de idari ve akademik görevlerde bulunmuş
kişilerin yazdığı diğer kitapların aksine, bu kitapta dönemin ODTÜ
öğrencilerinin imzası var. Anlatılan dönem siyasi bakış açısıyla
ele alındığından, kitabın ODTÜ’nün Siyasi Tarihini anlattığını söylemek
yanlış olmaz sanırım. Nurettin Çalışkan kitabı bir "derleme"
olarak nitelendiriyor. Kitabın hazırlanmasında detaylı bir arşiv
çalışması da yapılmış. On bölümden oluşan kitapta, 1956 – 1980 yılları
arasındaki dönem Türkiye’ye paralel biçimde ODTÜ’deki siyasal gelişmeler
ve olaylar temelinde anlatılıyor. Kitapta ayrıca dönemi yaşayanların
anılarına ve o döneme ait belgelere de yer verilmiş.
Bu dört kitap ortak bir konuyu ele almış olsalar da her biri ayrı
bir üslupla farklı tatlar sunuyorlar okuyucuya. O dönemi yaşamamış
ODTÜlülere geniş bir bilgi kaynağı, yaşayanlara ise güzel bir nostalji
fırsatı. Sonunu bilseniz de o kadar ilginç olaylar ve detaylar var
ki her biri gerçekten okunmaya değer..