İNTİHAR
Nurettin
Çalışkan 30Mayıs
1832 günü sabahın erken bir saatinde şafak sökerken, iki genç bir
meydanda buluştular. Ellerinde tabancaları ile sırt sırta verdiler
ve ters yönlerde hareket etmeye başladılar. Yirmi beş adım saydıktan
sonra ortalığın sessizliğini bir tabanca sesi bozuyordu.Genç adam
yere yığıldı, karnından vurulmuştu. Diğerleri onu düştüğü yerde
bırakıp meydandan uzaklaştılar. Yaralı halde meydanda yatan genci
çok sonra oradan geçen bir köylü fark ediyor ve hastaneye götürüyordu.
Ölüyordu genç adam, karın zarı iltihaplanmıştı. Öleceği anlaşılan
gence papaz önerdiler. Genç, papazın son hizmetlerini kabul etmiyordu.
Aileden tek haberdar edilen kız kardeşi gözyaşları içinde koşarak
hasta haneye yetişiyordu. Genç, kalan bütün gücüyle kardeşini teselli
etmeye çalışıyordu. >>>
11
EYLÜL ÜZERİNE TARTIŞMALAR M.
Kubilay Akman 11
Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezi’nin, adeta küresel kapitalist
ekonominin sembolü haline gelmiş İkiz Kuleleri’ne yapılan saldırı,
Ortadoğu’da binlerce insanın ölümüne neden olan çatışmaların, aynı
acımasızlıkla Amerika’ya da sıçramasını gündeme getirdi. 11 Eylül
ardından siyaset biliminden sosyolojiye kadar bir dizi alanda iddialı
tartışmalar başladı. Kimilerine göre bu dünya tarihinde büyük bir
kırılma noktasını işaret ediyordu. Artık hiçbir şey “eskisi gibi
olmayacak”tı. Sanırım, yaşananların en önemli ve ilginç yanı bir
“demokrasi” perdesiyle örtülmüş Amerikan sisteminin faşizan doğasını
açığa çıkarmış olmasıdır . >>>
THE ONLY STORY
I AM SURE THAT IS REAL: Power of the personal narratives in Conflict
ResolutionNeşe
Yaşın Once upon a time there was a very smart,
intelligent and handsome woolf. He was hungry for a long time and
he wanted to eat. While he was wandering in the forest he saw a
piece of food approaching him. This was a little girl dressed in
a red cape wearing a red hat . She was holding a basket. He immediately
made his plan.: to approach the little girl and start talking to
her. The girl told him that she was going to see her sick grandmother
living at the other end of the forest. He said good bye to her and
rushed to the grandmother’s house before her....>>>
KADIN VE ŞİDDET-1 Zehra
Koç Şiddet, kanunlara uymamak, kişiye
zarar vermek, hakaret etmek, onurunu kırmak, huzura son vermek;
birinin hakkını çiğnemek, hırpalamak, incitmek, canını acıtmak için
zor kullanmak; yıkıcı davranışlarda bulunmak, aşırı derecede öfke
göstermek şeklinde tanımlanıyor. Şiddet bir canlıya iradesi dışında
uygulanan bir davranış biçimi. Manevi baskı uygulamaktan, fiziksel
baskı uygulamaya, hırpalamaya, zor kullanmaya, işkence yapmaya,
hatta öldürmeye kadar varan biçimleri mevcut. Bu davranış kişisel
iktidarın kullanımından, kurumsal iktidarın kullanımına kadar, geniş
bir yelpazede kendini gösterebiliyor...
>>> SİBEL
K. TÜRKER VE “ŞAİR ÖLDÜ” Tülay Akkoyun
"Şair öldü”, öyküleriyle tanıdığımız Sibel K.
Türker’in ilk romanı. İsmet Özel’in bir şiirinden alıntıyı koymuş
romanın başına.“…/Bize ne başkasının ölümünden demeyiz / çünkü başka
insanların ölümü /en gizli mesleğidir hepimizin/ başka ölümler/
çeker bizi/ ve bazen başkaları/ ölümü çeker bizim için/ …” Babasız
büyüyen 2 kızkardeşten erkek ismi taşıyan Ersin’in depresif kişiliği
ile yaşa-ölüm sorgulanır. Şiirler yazan Hukuk Fakültesi öğrencisi
genç kızın, ablasına gösterilen aşırı ilgi yanında, kendisinin doğumundan
itibaren ihmal edilmişliği ile depresif bir yapıya sahip olduğu
belirgindir.... >>>
ASSATA SHAKUR:
''KAÇAK BİR YİRMİNCİ YÜZYIL KÖLESİ''
Assata Shakur(Translated
by: Elif Taşkan)
Benim adım Assata (mücadele eden) Shakur (şükredici), kaçak bir
20. yy. kölesiyim. Hükümetin yaptığı eziyetten dolayı politik baskıdan,
ırkçılıktan ve siyah ırka karşı Birleşik Devletler hükümetinin takındığı
tutumun hüküm sürdüğü şiddetten kaçamaktan başka bir çare bulamadım.
Eski bir politik suçluyum ve 1984'ten beri Küba'da sürgün hayatı
yaşıyorum. Birleşik Devletler hükümetinin gücünün yettiğince beni
suçlu göstermesine rağmen bir suçlu değilim ve hiç olmadım. Hayatımın
çoğunluğunu politik bir aktivist olarak geçirdim. 1960larda birkaç
harekette görev aldım: Siyah Özgürlük Hareketi, Öğrenci Hakları
Hareketi, Vietnem Savaşı'nı Durdurma Hareketi. Kara Panter Partisi'ne
katıldım. 1969'da Kara Panter Partisi, FBI'ın COINTELPRO
programı tarafından hedeflenen bir numaralı organizasyon haline
geldi. >>> EVLİLİK
METAFORU Dalia Staponkute(Translated
by: Elif Taşkan)
Şöyle söyledin: ''...Düşündüm ki ilişkimizin
derin anlamı mektuplarda saklıymış...Özelmişsin gibi göründün...Sanki
tek ve biriciktim, yerim doldurulamazdı ve sonsuza kadar hayatında
tek ben olacaktım.'' (Duygunun dili banaldir; gerçi dilde banallikten
başka hiçbir şey daha insancıl gözükmez.) Daha sonra yazılarına
insanlara güvendiğinden daha fazla güvendiğini anladım. Yazdığın
bir yazının yeri doldurulamazken insanın yeri doldurulabilirdi.
Bir metin aynı kalırken insan değişir. Bir mektup. Bir söz. Bir
etki. Bir neden. Bir tanık. İki insan sözcüklerle anlaşmaya başladığında
bir çeşit üçüncü vücut aralarına girmiş olur...Bir baştan çıkarıcı
ve bir hain. Mektuplar kendi içlerinde birbirlerini takip ettikleri
gibi nesne olarak da birbirlerini takip ederler; yani bir nevi seri
oluştururlar.
>>>
PORTEKİZ-GOA Bora
Ercan Kış güneşinin sıcaklığıyla giriyorum
Lizbon’a. Avrupa’nın güneybatı ucu, sapa bir konum, Atlas okyanusu
ile İspanya arasına sıkışmış bir ülke Portekiz: Akdeniz’e kıyısı
olmamasına rağmen, en Akdenizli. Sokaklardaki insan çeşitliliği,
erkek kalabalıklar, kestaneciler, dilenciler, ayakkabı boyacıları,
deligonca satıcıları her şey çok aşina; görkemli anıtlar, denize
açılan sokaklar, ince işçilikle işlenmiş binalar, şehre hakim bir
tepede kale... bir zamanların yaşantısının günümüze uzantıları.
Türkiye sorun çıkarınca koleksiyonunu bağışlayacağı bir yer aramış
20.yüzyılın en önemli simalarından Üsküdarlı Gülbenkyan, İstanbul’a
benzerliğinden dolayı da Lizbon’u seçmiş.... >>>
TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ VE GÜMRÜK
BİRLİĞİ ANTLAŞMASI Mehmet
Somer Ünsal Türkiye ile Avrupa Birliği arasında
5 Mart 1995 tarihinde imzalanan Gümrük Birliği Antlaşması aradan
geçen yaklaşık 10 yıllık süreye rağmen doğurduğu sonuçlar itibariyle
Türkiye – Avrupa Birliği ilişkilerinde önemli bir kilometre taşıdır.
Konu 2005 tarihinde başlayacak müzakereler kapsamında Kıbrıs başlığı
altında tekrar gündeme gelmiştir. Sonuçları aslında pek de beklendiği
gibi olmayan Gümrük Birliği antlaşmasının ekonomik etkileri yanında
siyasi sonuçları da önem kazanmaktadır. Bu çalışmada konu üç başlık
altında sunulmuştur. Birinci bölümde Gümrük Birliği’nin Türkiye
– Avrupa Birliği ilişkilerindeki yeri Ankara Antlaşması ve Katma
Protokol çerçevesinde değerlendirilmiştir. >>> ODTÜ
TARİHÇE- 2 ÇALIŞMALARI (1980
- 2000)
>>>>
12
EYLÜL SONRASI, ODTÜ'DE 1 MAYISLAR ... İbrahim
Akar 1980-81dönemi, ODTÜ'de hazırlık sınıfındayım.
Hareketin ODTÜ sorumluluğunu üstleneli iki üç ay olmuş. ODTÜ'de
örgütlülüğünü sürdüren sadece 3 hareket var. TKP, TP ve Hizip SGB
olarak tanınan, TKP-B... Üçünün bir araya gelmesini sağlıyoruz ve
düzenli görüşmeler yapıyoruz. Tüm çabalara rağmen, örgütlülüğünü
sürdüren dördüncü bir yapı bulamıyoruz. Ancak bu sınırlılılığa rağmen,
oluşturulan bu üçlü odak, yaklaşık 5 yıl süreyle ODTÜ'de bir dizi
eylem gerçekleştirdi Bunlardan ilki, 1981 1 Mayıs'ında oldu. Herkes
öylesine sinmiş ve hatta güvensizlik içine düşmüş ki, gizliden gizliye,
sistem karşıtı konuşma yapan, hatta rengini ortaya koyan bile yok.
>>>
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
İzinsiz Gösteri'de yayımlanan yazılar ve görselller izin alınmadan
ya da kaynak gösterilmeden kullanılamaz.