Büyük
dinlerin hemen hepsi tarafından kutsal anlamlar yüklenen nar meyvesi,
Yunan mitolojisindeki Persephone’nin yeraltı tanrısı Hades tarafından
kaçırılma hikayesinde de
evlilik, yaşam ve yeniden doğuşu simgelemek
için kullanılır.
Persephone, bir gün bahçede dolaşırken olağanüstü güzelliğiyle tek
başına büyümüş bir nergiz çiçeği görür. Onu koparmak için
eğildiğinde , yer yarılır ve Hades Persephoneyi kaçırıp yeraltı
krallığına indirir. Nar taneleri
yiyerek Persephone kendini Hades’e adadığını gösterir. Burada nar
evlilik bağının
çözülmezliğinin sembolüdür.
Kızının kaybolmasına sinirlenen Tanrıça Demeter, kızını bir daha
görene kadar yeryüzünde meyve yetişmesini engelleyeceğini söyler.
Araya giren Zeus, Persephonenin yılın üçte birinde Hades ile geri
kalanında Demeter ile kalacağını söyler. Persephonenin yeraltından
çıkıp dünyaya geldiği gün baharın gelişi olarak kutlanır.
Zerdüştlük
Teklik içinde çokluk
"It's a pomegranate, and the pomegranate, first of all,
is a heavenly fruit in Zoroastrianism because there's a single skin,
and inside there are all these tiny little seeds which show unity
and unity of mankind."
Nar bitkisinin iran ve Afganistan kökenli olduğu sanılmaktadır.
En fazla da Zerdüşt riüellerinde ve tapınma törenlerinde kullanılmış,
kutsal sayılmıştır. İran mitolojisinde İsfandiyar’ın nar yedikten
sonra yenilmez olduğu anlatılır.
Zerdüşt dinine gore nar meyvesi, “urvaram” ya da “ağaç” olarak kabul
edilir. Meyvenin farsça karşılığı, sanskritçedeki Dalim’den gelmektedir.
Tüm yıl boyu yeşil kalan nar bitkisi, ruhun ölmezliğini sembolize
eder. Aynı zamanda bir tek Narın içindeki binlerce parça, refah
ve zenginliğin işareti olarak kabul edilir. Bu nedenle, çocukların
taktis törenlerinde nar taneleri, pirinç ve kuru üzüm taneleri ile
karıştırılarak etrafa serpilir. Nar’ın zerdüştler için ifade ettikleri:
1. ruhun ölmezliği
2. bolluk ve refah
3. doğanın mükemmelliği
Musevilik
Nar tohumu, kutsal kitap metinleri içinde de geçer. Nar çiçeklerinin,
meyvesinin ve tadının güzelliğinden dolayı övülür
ve kutsallık, doğurganlık ve bolluk simgesi olarak kabul edilir.
Mimarlık ve süslemede de nar simgesi yoğun olarak kullanılır. Kral
solomon için yapılmış dillere destan sarayın tüm sütun başları ve
diğer yahudi krallarının saraylarındaki duvarlar nar meyvesi ve
yaprak şekillerine benzeyen bezemelerle kaplıdır.
Budizm
Turunç ve şeftalinin yanında kutsal sayılan bir diğer meyve nar
bitkisidir. Budist sanatında meyve simgesi, hayatın olumlu etkilerininin
özü olarak kabul edilir. Bir budist efsanesine göre şeytani alışkanlıklarından
dolayı çocukları yiyen kötü tanrıça Hariti, Buda’nın ona verdiği
narı yiyerek iyileşir. Budist
sanatından çocuklara sarılmış olarak resmedilen karakter, Japonya’da
Kishimojin adı ile bilinir. Özellikle kısır kadınlar,
çocuk sahibi olabilmek için ona dua ederler.
Hristiyanlık
Meryem ve İsa resimleri ile heykellerinde kıyamet günü , sonsuz
hayat sembolü olarak narın kullanılıdğına sıkça rastlanır. Ortaçağ
sanatında, doğurganlık sembolü olan nar ağacı ile tek boynuzlu atların
avlanması arasında bir paralellik kurulmuştur. Doğası hırçın ve
vahşi olan bu tek boynuzlu atlar söylenceye göre sadece bakireler
tarafından evcilleştirilebilirler. Bir kere evcilleştikten sonra
da bir nar ağazına zicirlenirler. Bu isa’nın beklenen yeniden doğuşunu
simgeler.
İslamiyet
Kuran’ın tarif ettiği cennet bahçelerinde nar ağaçları da vardır.
Ayrıca narın cennetten çıkma bir ağaç olduğuna inanılır. Anadoluda
ve Orta Doğu’da evlilik törenlerinden sonra çiftlere çok çocukları
olması dileğiyle nar taneleri yedirilir.
"Başı taa havalarda, ışıyan ve övünen mor salkımlarla,
Tehlikelere açık, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
Dünyanın orta yerinde şeytanın fırtınasını ışıkla parçalayan,
Ve günün, üzeri türkülerle işli sırmalı örtüsünü
Boydan boya yayan, söyleyin, o çılgın nar ağacı mı,
Günün ipek giysilerinden bir anda soyunup kurtulan?"